Bilincin Esrarı

Genç kadınlar araba kazasından şöyle böyle kurtulmuşlardı. Beş ay içinde beyninin bazı kısımları ezilmiş olmasına rağmen, gözlerini açabiliyordu; fakat görüntülere, gürültülere veya iğnelere cevap veremedi. Nöroloji teknik dilinde, sürekli bitkisel hayat hükmünü giymişti. Bugünün acımasız diline göre de, o bir sebzeydi.

Beynin Esrarı

Sarah Scantlin yaşayan tıbbi bir mucize. Bir kaza beynini o kadar derinden zedeledi ki, ölebilirdi; fakat 20 yıl sonra konuşma kabiliyetini tekrar kazandı.

Beyninizi Çalıştırın

iDr. Sanjay Gupta bize yaşlandıkça hafızamızı nasıl koruyabileceğimizi ve hatta zihinsel ve fiziksel egzersizlerle yeni beyin hücreleri yaratabileceğimizi söylüyor. İngiliz ve Belçikalı bilim adamları MRI aracılığıyla Sarah'ın beynini taradıklarında filmde, beyninin aktif kısımlarında bir kan akışı olduğunu gördüler; hayrete düştüler.

Cümleleri kendisine okuduklarında, dille ilgili olan kısımlar aydınlandı. Ona evindeki odaları ziyaret ettiğini hayal etmesini sorduklarında, beynindeki araştırma ve yerleri hatırlama kısmı harekete geçti. Ve ona tenis oynamasını hayal etmesini söylediklerinde, beyninde hareketi tetikleyen kısımlar devreye girdi. Sağlıklı gönüllülerden tabii ki onun yaraları apayrıydı. Kadın, göründüğü gibi, bilincin zayıf şekildeki parıltısına sahipti.

O kadın gibi olmayı kavramaya çalışın. Aklı başından gitmiş olan ailenizin sözleri ve okşamalarını takdir eder miydiniz; siz korku ve endişe içinde kendi işe yaramazlığınızla sarsılırken, onların bu yaptıkları sizi rahatlatır mıydı? Veya bir belirsizliğin içine dalıp; hayatı, bir sesin sizi dürttüğü somut bir düşünceyle doldurup, sonra tekrar boşluğa kaydınız mı? Eğer bu var oluşu deneyimleseydik, ölüme tercih eder miydik? Eğer bu soruların cevabı varsa, davranış biçimimizi Terri Schiavo davasının çocuk oyunu gibi görünmesini sağlayan, hareket edemeyen hastalara karşı değiştirir miydik?

Geçen Eylül ayında olan her zaman rastlanmayan bu olay, bilincin bilimindeki en son şoktu. Sorular önce tanrıbilimsel spekülasyonlar üzerinde yoğunlaştı ve gece geç saat yatakhanede yapılan spekülatif toplantılar şu anda, idrak edilmesi için nörobilimin önünde. Bazı problemlerle, ortak anlaşma biraz şekle girdi. Diğerleriyle, bulmaca o kadar derin ki, çözülemeyebilir. Bir insanın nasıl sarsılabileceğine ilişkin bazı kanaatlerimiz var.

Bilincin araştırmasını aynı anda hem heyecan verici hem de rahatsız edici bulmak sürpriz olmamalı. Başka hiçbir konu onun gibi değil. Rene Descartes'in kaydettiği gibi, bizim kendi bilincimiz en çözülemeyen şey. Büyük dinler onu, bedenin ölümünde sağ kalan ruhunun içine tatlılarını alması veya küresel bir aklın içinde erimesi için koyuyorlar. Her birimiz için, bilinç hayatın ta kendisidir, Woody Allen şöyle söyledi: ‘' İşim yoluyla ölümsüzlüğü başarmak istemiyorum. Ölmemekle başarmak istiyorum.'' Diğer insanların da acı çekip, tekrar iyileşmesine hepimizin inancının olması empatinin kaynağı ve moralin dayanağıdır.

Bilinç kadar karışık olan bir konuda bilimsel başlık yapmak, bazı karmaşık durumları ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Bilinç tabii ki, dile dayanmaz. Beynindeki hasardan dolayı konuşamayan bebekler, birçok hayvan ve hastalar hiçbirşey hissetmeyen robotlar değiller; birinin evini belirtmek için onların da bizler gibi reaksiyonları var. Bilinç, kişisel farkındalıkla da denk tutulamaz. Bazı zamanlarda müzik, egzersiz veya bedensel zevklerin içerisinde kendimizi kaybederiz, fakat bu bilinci tamamen kaybetmeden farklıdır.

----ALINTIDIR----

Konular