Çocuklarımız ailesini değil kendilerini düşünüyor!
Millet olarak geçmişte birçok badireler atlattık. Atlatılan bütün bu badireler ailede, toplumumuzun sosyal yapısında önemli bir sarsıntı, çöküş meydana getirmedi. Başka bir ifade ile bütün bu badireleri sosyal yapımızdaki sağlamlık sayesinde atlatabildik.
Tarihte, çok defa yok olma noktasındayken, milletimizdeki birlik beraberlik, tasada kederde tek vücud haline gelme refleksi, yok olmaktan kurtardı bizi. Çünkü, böyle bir durumda zengini, fakiri maddi manevi neleri varsa canı gönülden ortaya koyardı. Düşüncede yaşayışta uçurumlar yoktu.
Zengin zenginliğini, fakir fakirliğini bilirdi. Zengin, fakiri devamlı kollar, sıkıntıya düşünce imdadına yetişirdi. Fakir de haline şükreder; bundan dolayı ne Cenab-ı Hakka isyan eder, ne de onlar gibi yaşayamadığı için zenginlere düşman olurdu. Komşusunu bir gün göremeyen ertesi gün kapısını çalar, “ Komşu görünmüyorsun, nerelerdesin, başına bir iş mi geldi?” diye sorardı.