Yaz sıcağında cami serinliği

Okulların kapanmasıyla birlikte yeni bir yaz dönemine başlangıç yapmış olacağız. Üç ay gibi uzun bir tatil süreci çocukları beklemekte. Bu zamanın nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda anne-babaların alacağı kararlar önemlidir. Çünkü tatile dair atılan adımlar çocuklar için anlamlı birer mesaj ifade eder.

Tatilin sadece oyun ve eğlenceden ibaret boş bir zaman dilimi olmadığı, bilakis kış boyunca derinlik kazandırılamamış alanlara dönük çalışmaların yapılabileceği iyi bir fırsat olduğu çocuğa öğretilebilir. Bu alanlardan en önemlisi ise, okulda yüzeysel bilgilerle geçiştirilen din bilgisidir.
Kişilik gelişiminde dinin etkisi

Çocukların kişilik yapısı büyük oranda okul öncesi dönemde oluşmaktadır. Kişiliğin çocukta sağlıklı oturması ise her ebeveynin kayıtsız şartsız arzusudur. Çünkü sağlam bir kişilik geliştirebilen bir kişi ancak, kendisiyle ve toplumla gerekli olan irtibatı gerekli olan şekilde kurabilir ve sürdürebilir. Dini inancın bu anlamda sağladığı gücü, başka hiçbir öğretiyle karşılamak mümkün değildir.

Sağlam temeller üzerine kurulmuş din duygusu kişide sarsılmaz bir otokontrol (yeri ve zamanına göre davranma yetisi) oluşturur. Din ise daha çok aile içersindeki hassasiyete bağlı olarak çocukta iz bırakır. Bu izler sayesinde çocuk sosyal hayatta karşılaştığı olaylara nasıl tepki vereceğine, ne gibi davranışların doğru veya yanlış olabileceğine karar verir.
En büyük sorumluluğumuz

İyi bir nesil yetiştirme derdinde olan bizlerin en büyük sorumluluğu çocuklarımıza dini, büyük bir hassasiyetle öğretmek ve yaşatmaktır. Bunun gereğini anne-babalar kavramadıkça ve hissetmedikçe, çocuğa aktarmak imkânsızdır.

Öncelikle dine yaklaşımdaki titizlik çocuğun dikkatini çekecek şekilde olmalıdır. Çocuk 'evde durmuş olmasın, canı sıkılmasın' mantığıyla değil gerçekten dini bilgilerinde ilerleme kaydedebilsin maksadıyla camiye, kursa vs. gönderilmelidir. Eğer gerekli ciddiyet temin edilmezse çocukta da duyarsızlık görülmesi muhtemeldir. Bu duruma mahal vermemek için yaz tatili ve etkinlikleri, günlük uğraşlar hatta yemek saatleri dahi çocuğun ders saatlerini aksatmayacak şekilde düzenlenmeli ve uygulanmalıdır. Böylece çocuk ailedeki tutarlığı göz ardı edemeyecek, öğrendiği dini bilgilere kayıtsız kalamayacaktır.
Program titizlikle hazırlanmalıdır!

Kursun takviminden, müfredatına tüm program ayrıntılı olarak belirlenmelidir. Bu, öğreticinin zamanı boşluk olmasına fırsat vermeden en verimli değerlendirmesini sağlar. Akışına bırakılmış bir ders ortamı istenilen neticeyi vermez.

Kurs için başvuran öğrencileri yaşlarına göre gruplandırmak aynı seviyeyi yakalamak için önemlidir. Aksi halde yaşlarına ağır ya da hafif gelen meseleleri sunmak kursun amacına uygun olmayacaktır.

Farklı yaşa, seviyeye uygun materyallerin (dergi, kitap, görüntülü kaynaklar vs.) belirlenmesi ve kullanılması dersleri çok daha verimli hale getirecektir. Böylece, öğrenci ve hoca arasındaki 'anlama, anlaşılma' sorunu en aza inecektir.

Hoca ve öğrenci arasındaki münasebet, çocuğun din ile olan münasebetini doğrudan etkileyecektir. Bu bağlamda sevdirici olmak, samimi olmak çocuklar üzerinde azami derecede olumlu tesir bırakacaktır.

Efendimiz ve ashabı tanıtılırken onların hüzün veren yönlerinden ziyade, kahramanlık yönlerini ön plana çıkartarak anlatmak çocuk zihninde daha büyük yer bulacaktır. Böylece sanal kahramanlar yerine hakiki kahramanlar gündeme gelecektir.

Yaz tatili yerine camiyi, kursu tercih eden çocuklar sık sık onura edilmelidir. Oyundan, eğlenceden feragat etmelerine ödül olarak piknik, gezi vs. sosyal aktiviteler düzenlenmeli, çocukların motivesi artırılmalıdır.

Öğreticinin, çocukların gündemini meşgul eden bilgilere vakıf olması çocuklarla aynı dili yakalaması adına önemlidir. Ortak bir dil geliştirilebilen ortamların etkinliği her zaman daha fazla olmuştur.

Kurslar arası bilgi ve Kur'an-ı Kerim okuma yarışmalarının tertip edilmesi de güzel bir hareketlenmeyi beraberinde getirecektir. Güzel hediyelerle çocuklar okumaya, öğrenmeye teşvik edilecektir.

Derslerin mümkün olduğunca cami içersinde yapılması, çocukların zihninde caminin ve cami sevgisinin daha derin yer etmesini sağlayacaktır.
Hoca'lara dikkat!

Çocukların dini hassasiyetlerinin gelişmesinde ebeveynden sonra etki derecesi en büyük kişi çocuğun 'hoca'sı olacaktır. Bu manada hocaların büyük bir görev ve sorumluluk taşıdıklarını söyleyebiliriz. Çocuklarda dini duyguların en güzel şekilde yerleşmesi ve derinleşmesi adına dikkat edilmesi gereken önemli hususları hatırlatacak olursak:

Öncelikle tüm öğreticilerin karşılarına gelen çocukların bir daha bu yaşa ve bu fırsata sahip olamayacaklarının farkında olması gerekmektedir. Çünkü çocukluk devrinde iyi işlenmemiş din fikrinin ergenlikte hele ki gençlikte geri dönüşü olması beklenemez.

Dini bilgilerin öğretilmesinde ebeveyn ve hocanın gerekli ciddiyeti göstermesi şart ama temelde unutulmaması gereken bilginin de ötesinde çocuğa dini ruhu, şuuru ve heyecanı kazandırabilmektir.


Konular