Evlenirken...

Hayatınızı bir başka hayatla birleştirmek ve bütünleştirmek düşüncesi kimi zaman sizi ürkütmüş olsa da sevdiğiniz insanla bir ömür boyu, hani derler ya, iyi günde, kötü günde hayatı paylaşmak isteği daha ağır basar ve kanunlar önünde de aşkınızı, sevginizi pekiştirerek evliliğe adımınızı atarsınız.

Evlenen her kadın ve erkeğin evlilikten, mutluluk başta olmak üzere pek çok beklentisi vardır. Eşlerin kendi bireyselliğine göre farklılıklar gösteren bu beklentiler zaman içinde eşlerin birbirinin beklentilerine yanıt vermesi ve uyum sağlamasıyla dengeye girer. Eşler benim dediğim olacak şeklinde tepkiler gösterirlerse, kendi aralarında bir kişilik savaşına, diğer bir deyişle kişilik çatışmasına girerler, ki bu durum evliliğin olumsuz yönde ilerlemesine ve hatta bir süre sonra bitmesine bile neden olabilir. Oysa hiç kimse evliliğe bitirmek için adım atmaz.

Evlilik süreci hem çok basit, hem de çok karmaşık bir süreçtir. Eşlerin kişilik yapıları, birbirlerinden ve evliliklerinden beklentileri, cinsel uyumları, birbirlerinin ailelerine karşı tutumları, evliliğin dinamiğini etkileyen faktörler arasındadır. Eşlerin sorun çözme yöntemleri de çok önemlidir. Kavga ederek sorunlarını çözüme ulaştıracaklarını sanan eşler ne yazık ki yanıldıklarını kısa bir süre sonra fark ederler. Kavgaların içine hakaretler,karşı tarafı küçümseme, sürekli eleştirme gibi davranışlar da eklenince eşler arasında saygı duygusu sona ermeye başlar. Evliliklerde sevgi kadar saygı da gereklidir. Şiddetin olduğu evliliklerde ise hem sevgi hem de saygı zedelenip yok olmaya mahkûmdur.

Evlenirken her iki taraf da mutlu hayaller içindedir. Birbirlerini hiç üzmeyeceklerine, sadık kalacaklarına ve ömür boyu birbirlerini seveceklerine söz verirler. Ama ne yazık ki, verilen bu sözler genellikle çabuk unutulur.


Konular