Çocuğunuz büyüyor...

İşten eve her dönüşünüzde minik bebeğiniz biraz daha farklı. O artık gözle görülür bir biçimde günden güne büyüyor. Bunu hissedebiliyor musunuz? Bebeğiniz sizi her geçen an daha farklı algılıyor ve size ihtiyacı daha da artıyor. Bunu görebiliyor musunuz? Eşiniz size onunla biraz ilgilenmenizi söylediğinde, eşinizin bu isteğini mantıklı mı buluyorsunuz, yoksa küçücük bir çocuğun size ne gibi bir ihtiyacı olabileceğini mi düşünüyorsunuz? Çocuğunuzla oynuyor ve onunla güzel zamanlar paylaşıyor musunuz; yoksa o annesinin eteğinin dibinde mutfakta dolaşırken, siz de ayaklarınızı uzatmış televizyonda akşam haberlerini mi izliyorsunuz?

Birkaç yıl önce, aile terapisi alan bir babaya çocuğuyla oyun oynamasını, onunla birlikte zaman geçirmesini önermiştim. Beş yaşında bir erkek çocukları vardı ve onu nasıl daha iyi yetiştirebilecekleri konusunda danışmak için gelmişlerdi. Bir sonraki görüşmemizde ona haftayı nasıl geçirdiklerini sorduğumda başta şöyle demişti: "Önerilerinize katılıyorum ama ben oğlumla nasıl ve ne şekilde zaman geçireceğimi ve onunla ne oyunlar oynayacağımı bilemiyorum." Oğluyla yatağın ya da halının üzerinde boğuşması bile yeterliydi!

Çocuklarımıza ilişkin kilitlendiğimiz alanlar aslında çok basit. Her baba çocuğuyla ve her çocuk babasıyla boğuşmak ister. Acaba çocuğumuza nasıl davranacağımız konusunu ve baba olmayı gözümüzde çok mu büyütüyoruz? Çocuğumuz erkek olsun, kız olsun, bizimle halının üzerinde yuvarlanmak ya da komik söyleşiler yapmak ona müthiş haz verir. Neden bunu göremiyoruz. İşten eve dönerken evimizde bizi bekleyen rahat koltuğumuz, sıcak yemekler ve akşam haberlerinden çok daha önemli, çok daha dinlendirici, çok daha keyifli ve çok daha ö nemli olan çocuğumuzu neden göremiyoruz? Bu kendimizi yal da şartları zorlamak değil. Zaten hiç zorlamıyoruz ki?

Çocuğunuz 3 ile 5 yaş dönemi arasındaysa

• Eve gelince onu kucaklayın. Bilin ki, o bütün gün sizii bekledi ve annesine "Babam ne zaman gelecek?" diye! sordu.
• Soyunup giyinirken ondan kaçmayın. Bırakın vücudunuzu görsün. Siz onun sizi gözetlediğini görmezden gelerek giysilerinizi değiştirin. Bilin ki, sizin bedeninizin özelliklerini çok merak ediyor.
• Zaman zaman çocuğunuzu siz yıkayın. Bu sadece annesinin görevi değil. Üzerinize bir mayo giyerek kızınız ya da oğlunuzla birlikte yıkanmak hem ona hem de size keyifli zamanlar yaşatacaktır.
• Hafta içi işten eve geldiğinizde ona mutlaka yarım saatinizi ayırın. Onun sevdiği oyunları kendinizi vererek oynayın. Ve bu oyunlarda gerçekten eğlenin.
• Uyku saatlerini eşinizle paylaşın. Bir gece eşiniz, bir gece de siz çocuğunuzu yatağına yatırın ve ona masallar anlatın. Masal anlatmayı beceremiyorsanız masal kitapları okuyun. Ve uyuduğundan emin oluncaya kadar odasından ayrılmayın.
• Çocuğunuzu çocuk tiyatrolarına, çocuk parklarına götürün. Unutmayın ki, bu sadece annesinin görevi değil. Onun sadece annesine değil, size de ihtiyacı var.
• Ona onu ne çok sevdiğinizi sık sık söyleyin. Göreceksiniz ki, kısa bir süre sonra o da size "Babacığım, seni çok seviyorum" diyecektir.
• Eğer kreşe gidiyorsa zaman zaman onu kreşten alın ve apar topar eve gelmek yerine birlikte hoş gezintiler yapın.


Konular