2. Aşama: İçinizdeki yaralı çocuğu tanıyın

Son alıştırmada, terapi dünyasında adına kişiliğinizin "anababa" denilen kısmı üzerinde çalıştınız. Bu, sadece başkalarının gereksinim ve istekleriyle ilgilenen değil, aynı zamanda onları yöneten ve hükmeden kısmıdır. Şimdi de içinizdeki "çocuk"la ilgili kısmı inceleyelim. Bu terimi, diğer bütün çocuklar gibi, sizin de doğuştan getirdiğiniz ya birtakım "doğal" özellikler:

hazırcevaplık, meraklılık, sezgi, yaratıcılık, şakacılık, maceraperestlik, duyarlılık, güvenilirlik, bencillik,ya da çocukluğunuzun ilk yıllarında içinde büyüdüğünüz çevreye veya gereksinimlerinizin karşılanma (ya da karşılanmama) şekline karşı geliştirdiğiniz uyum özellikleri:

Uyum, boyun eğme, beceriksizlik, ilgi çekme ihtiyacı, daleverecilik, asilik ve korkaklıktır.

Kendi çocuklarımız dünyaya geldikten sonra, içimizdeki "çocuk" tekrar harekete geçer ve anababalık konusunda bizi çok olumlu yönde etkileyebilir. Çocuklarımla kendimi onlara en yakın hissettiğim anlar, onların oyunlarına katıldığım ya da onlarla birlikte kontrolsüz biçimde güldüğüm ya da ağladığım anlar olmuştur. Bunların hem kızlarımla olan ilişkimde, hem de içimdeki çocuğun tatmin olmasında yararları olmuştur. Bu tür deneyimlerden sonra, tekrar annelik rolüme döndüğümde kendimi hep tazelenmiş hissetmişimdir.

Ancak, içimdeki çocuğun rolü her zaman olumlu olmamıştır. Bu da, çocukluğumda karşılanmayan gereksinimlerimin bilinçdışımda beni etkilediği zamanlarda ortaya çıkmıştır. Örneğin, ben çok güvensiz bir ortamda büyüdüğüm için, içimdeki çocuğun her koşulda barışa duyduğu gereksinim, kızlarımın uzlaşma ve tartışmayı öğrenme gereksinimlerini gölgelemiştir. Ayrıca, ben çocukken çok istismara uğradığım için, içimde hep çocukça bir intikam duygusu vardı. Bu nedenle, içimdeki bu olumsuz duyguyu kontrol edemediğim zaman, çocuklarıma karşı çok acımasız davranabiliyordum.

Bu alanda konusunda uzman olan John Bradshaw ünlü kitabı "Homecoming"de (Yuvaya Dönüş) şunları söyler:
Çocuğun gelişmesi engellendiğinde, duyguları, özellikle de acı duygusu baskılandığında, o kişi içinde kızgın ve incinmiş bir çocukla beraber büyür, içindeki bu çocuk da bireyin yetişkin olarak davranışlarını sürekli olarak olumsuz yönde etkiler.

Çocukluğunda karşılanmamış gereksinimleri ve yönlendirilmemiş duygulan baskın olan insanların içgüdüsel anababalık davranışlarının, içlerindeki yaralı çocuğun olumsuz biçimde etkilemesi kaçınılmazdır. Sonuç olarak da, uyumsuz, tutarsız ve açgözlü davranarak, kendi gereksinimlerimizi daima ön planda tutarak, sanki çocuklarımızın özgüven geliştirmesini engellemek için elimizden geleni yaparız.

Bazen, çocuklarımıza karşı yıkıcı ve "çocukça" davrandığımızı far-keder, onlardan hemen özür diler ve aslında onlara farklı bir biçimde davranmamız gerektiğini itiraf ederiz. Fakat maalesef, çoğu zaman, içimizdeki yaralı çocuğun bizi yanlış yönlendirdiğinin farkına varmayız bile. Üstelik, hep çocuğumuzun çıkarları adına davrandığımıza kendimizi inandırmışızdır. Örneğin:

içindeki çocuk çok kıskanç olan bir anne, ergenlik çağındaki çocuğuna zalimce kurallarından söz ederken şunları söyler:

Senin kuşağın "katı" sözcüğünün ne anlama geldiğini bile bilmiyor. Eve erken gelmen konusunda neden bu kadar ısrarlı olduğumu şimdi anlamayabilirsin, ama büyüdüğünde bunu senin iyiliğin için yaptığıma inanacaksın.
Ya da, iki çocuğun arasındaki kavgaya müdahale ederken, içindeki gereğinden fazla endişeli çocuk gün yüzüne çıkar ve şunları söyler:

Birbirinizin gözünü çıkarmadan, doğru yatağa! Haydi bakayım!

Bu tür bahaneler işi daha da zorlaştırır, çünkü bu tür "çifte mesaflar çocukların kafasını karıştırır ve kendilerini savunmalarını engeller. Üstelik, çocuklar sorunun kendi hatalarından kaynaklandığına inanırlar ve benlik saygıları bir yara daha alır. (Çünkü o yaştaki çocuklar, anababaları ne kadar hatalı olursa olsun, onların her şeyin en iyisini yaptığına inanırlar.)

Çocukluk döneminizde incinmemiş, düş kırıklığı ve yenilgi duyguları tatmamışsanız olsanız da, sizin içinizdeki çocuk bile yaralı olabilir ve bu da çocuğunuzun özgüven geliştirmesindeki çabalarınızı olumsuz yönde etkileyebilir. Aşağıda size vereceğim listede çok fazla karşılaşılan bazı "sabote edici kalıplar"ın yanı sıra o zaman düşündüğümüz ya da dile getirdiğimiz konulardan söz edeceğim. Ayrıca, zararlı davranışların temel nedeni olan içinizdeki yaralı çocuğa da örnekler bulacaksınız.

SABOTAJ SÖZCÜKLER YA DA iÇiNiZDEKi ÇOCUĞUN DÜŞÜNCELER YARASI

Aşın telafi etme çabası
Benim yaşadıklarımı çocuklarımın yaşamasına izin vermeyeceğim.
Alınan yara ya da düş kırıklığından kaynaklanır.
Aşırı bağımlılık
Bu işte yanlış yapıyorum. Ne yapmam gerektiğini ya JiH´e sorayım ya da bu konuda bir kitap alayım.
Yeterince tasvip edilmemekten kaynaklanır.
Taklitçilik
Çocukken biz bunu hep böyle yapardık.
Sevginin koşullu olarak gösterilmesinden kaynaklanır.
Aşın koruma ihtiyacı "Kimse yeterince dikkatli değildir.
Ya güvensizlik ve kötü deneyimlerin ya da gereğinden fazla korunmuş olmanın sonucudur.
Aşırı hırs
Benim çocuğum 10´dan düşük not alamaz.
Çocukken yeterince başarılı olamamanın sonucudur.
Kusursuzluk eğilimi
Eğer bu işi kusursuz yapamayacaksam, denememin bile hiçbir anlamı yok.
Bireye, çocukken hata yapmasına ya da riske riske atılmasına izin verilmemesinden kaynaklaır.
Her şeyi aşın biçimde ciddiye almak
Yaşam zor. Çocuklanm bunu ne kadar erken yaşta öğrenirlerse, bu onlar için o kadar iyi olur.
Çok erken yaşta olgunlaşmanın sonucudur.
Sorumsuzluk
Çocukken ya aşın biçimde, ya da gereğinden az kontrol edilmenin sonucudur.
İntikam
Biraz burunlarının genellikle duygusal ya da sürtülmesinin hiçbir sakıncası fiziksel bir istismarın sonucu yok. Biz neler çektik.’ olarak ortaya çıkar.
Korkutma
Ya benim dediğimi yaparsın ya da...
Kendisine çocukken hiçbir hak verilmemesinin ya da dayak yemenin sonucudur.
Esnek olamama
Yatağını düzelttiğine göre, artık yatabilirsin.
Hiçbir koşulda değiştirilmeyen olumsuz durumların sonucu olarak ortaya çıkar.
Duyguların kontrol edilememesi
Beni öyle kızdırdın ki, kendimi kontrol edemedim.

Duyguların baskılanmasından ve bireye duygularını nasıl kontrol edebileceğinin öğretilmemesinden kaynaklanır.

Bu listeyi okuduktan sonra, tehlike çanlarının çalmaya başladığını hissederseniz, sakın yılmayın. Herşeye rağmen bu davranışlarınızı değiştirebilirsiniz.

ALIŞTIRMA: İçimdeki çocuğun sabote edici davranışları

Bu alıştırma sabote edici alışkanlıklarınızı tanımanıza ve daha dikkatli olup, bu konuda bilinçlenmenize ve alışkanlıklarınızı kontrol edebilmenize olanak sağlayacaktır.

Bu alıştırma en çok bir buçuk saat sürecek bir alıştırmadır; fakat, daha fazla zaman ayırabilirseniz, daha çok yarar sağlarsınız. Hiç-kimsenin sizi rahatsız edemeyeceği bir yer bulun ve oturun. Çocukluk fotoğraflarınızı ya da varsa, sizin için anıları olan oyuncak ve kitaplarınızı da yanınıza alın ve mümkünse rahatlatıcı bir müzik açın.

5-10 dakika fotoğraflarınıza ya da sizin için anısı olan objelere bakın.

Seçtiğiniz müziği başlatın ve iki üç dakika hiçbir şey düşünmeden sadece dinlenin. Tamamen dinlendiğinize karar verince, çocukluğunuza ait anılarınızı düşünmeye başlayın. Daha sonra, 20 dakika kadar anımsadığınız düş kırıklıklarınızı, çektiğiniz acıları düşünün. Yalnız çok büyük travmaları değil, daha önemsiz olayları düşünmeniz gerekmektedir; çünkü bu küçük küçük olaylar birikip, büyük yaralara neden olmuştur. Belli şeyleri anımsamakta zorlanıyorsanız, ilişkilerinizi ve yaşam tarzınızı ya da ailenizin veya okulunuzun özelliklerini düşünün. Bunları anımsadıkça, not edin.

Şimdi de bunlarla, çocuğunuzu yetiştirme biçiminizde karşınıza çıkması olası sorunlar arasında bir bağlantı kurmaya çalışın. Size yol göstermesi için, 33 ve 34. sayfalardaki listeyi kullanın. Ancak, unutmayın ki bu liste çok ayrıntılı bir liste değildir, dolayısıyla birtakım eklemeler yapmanız gerekecektir. Kendi listenizi yapın. Listenizde şu tür noktalara değinebilirsiniz:

Çocuklarımı gereğinden fazla korkutuyor olabilirim, çünkü babamın katı davranışlarına çok içerlerdim.
Aşırı bir telafi etme çabası ile çok cömert davranıyor olabilirim, çünkü annem ve babam çok cimri insanlardı."
Aşırı koruma isteği duyuyor olabilirim, çünkü beni kimse gerektiği kadar korumadı."
Çocuklarımın macera isteklerine karşı koyuyorum, çünkü ben çok sakin ve korumalı bir ortamda büyüdüm ve yaşamın zorluklarına hazırlıksızdım."
Çocuklarımın eğitimleri konusunda gereğinden fazla endişeleniyorum, çünkü okuduğum okul benim kendi potansiyelimi anlamamda yardımcı olmadı."
Çocuklarımın kavga etmesine izin vermemekle annemi babamı aşırı biçimde taklit ediyor olabilirim, çünkü bizim evimizde tartışmaya bile izin verilmezdi."
Çocuklarım beni eleştirdiğinde, aşırı tepki gösteriyor olabilirim, çünkü aklımdan geçenleri söylememe hiçbir zaman izin verilmezdi."

• Bu konuları eşinizle, güvendiğiniz bir arkadaşınızla, ya da yeterince büyümüşlerse çocuklarınızla tartışın. Bu davranışlardan herhangi birinin çocuklarınızın özgüvenini sarstığını düşündüklerinde, bunu size söylemelerini isteyin.


Konular