Çocukları Suça İten Sebepler Nelerdir?

Çocuklarımız varsa ve onlara sahip çıkabiliyorsak "yarınlar bizimdir" diyebiliriz. Çocuklarına değer veren milletler ve devletler "ümid" ve her şeyi" olarak görürler onları...

En güzel düşler, güzide hayaller, muazzam ve geniş ufuklu düşünceler hep çocuklar içindir. En zirve sevgiler ve çoşkular da yine onlar içindir...

Buna rağmen nasıl oluyor da dünyanın dört bir yanında açlıktan ölen, eğitimsizlikten çürümeye terk edilen, adeta sahipsiz bırakılan, "suçlu çocuk yoktur" denilmesine rağmen, hala milyonlarca çocuk çeşitli şekillerde suça itilebiliyor ve ıslah evlerine düşebiliyor. Ne hazin değil mi?

Şimdi bu mevzuda, yani çocuğu suça iten sebeplerin neler olduğu mevzuunda Pedagog Fazilet Yavuz'un görüşlerine ve tavsiyelerine kulak vermeli diyoruz:

- Çocuğunuz dünyaya geldiği zaman çok yalnız ve anti sosyal bir varlıktır. Doğduğu an, sesleri bile duyamayan çocuğun tek isteği, karnının doyurulması ve altının temizlenmesidir. Çocuk yaşadıkça sosyalleşir. Çocuğun büyüme sürecine sosyalleşme süreci de diyebiliriz. Çocuğun bakılmaya nasıl ihtiyacı varsa, sevgiye, şefkate, sosyal kabul görmeye ve model alacağı insanların olmasına da o kadar ihtiyacı vardır. Bunlardan herhangi birinin eksikliği halinde çocuk sosyalleşmesini tamamlıyamıyacak, suç işlemeye yönelecektir.

- Aslında suçlu çocuk yoktur, suça itilmiş çocuk vardır.

- Çocuğun tabiatında (doğasında) özgürlük ve aklına eseni yapması duygusu var. Buna ilk önce anne karşı çıkıyor. "Hayır" diyor, "Yemeğini bitirmelisin." diyor. Çocuk içindeki inatlaşma isteğiyle buna karşı çıkıyor. İşte burada annenin çocuğu çok fazla zorlamaması gerekiyor. Suça yönelme ya da yönelmeme davranışı böyle başlıyor.

- Yetiştirme yurtlarında büyüyen çocuklarda suç işleme oranı daha yüksektir. Buradaki çocuklar bakım gördükleri halde çoğu sevgiden yoksun olarak büyüdüğü için hissettikleri boşluğu suç işleyerek doldurmaya çalışırlar ve bunu toplumsal normlara bir başkaldırı olarak görürler.

* Çocuğu suça iten başlıca etkenler şunlardır:

- Çocuğun kendi benliğine olan saygısının düşüklüğü,

- Değer ve kabul görmeme, çok küçük yaşlarda anneden ayrı kalma,

- Aile içinde ki anlayışsızlık, katılık, duygusal rehber olması gereken ana-babanın ahlaki gücünde zayıflık.

- Çocuğun ya da gencin model olacağı kişiyi yanlış seçmesi...

- Sevgi, şefkat ve ilgiden yoksun olarak büyüme.

* Anne ve baba şu tavsiyeleri dikkate almalıdır:

- Aile, grup içinde dengeli birey olabilmesi için çocuğa güven duygusu aşılamalıdır,

- Onun, sosyal kabul görebilmesi için, kabul edilmiş uygun davranış biçimlerini içeren birer model oluşturmalıdır.

- Çocuğun yaşadığı ortama uyum sağlarken karşılaştığı sorunlara çözüm getirmelidir.

- Okul ve sosyal hayatta başarı için çocuğun yeteneklerini uyarmalı ve geliştirmelidir.


Konular