Anne olmayı benimseyemedinizse...

Bazı kadınlar gerek kişilik yapıları, gerekse yaşam tarzları nedeniyle anne olmayı bir türlü benimseyemezler. Pek çok kadın danışanımdan, "Ben anne olmak için yaratılmamışım" cümlelerini çok duyarım. Bu kadınlar anne olmanın getirdiği sorumlulukları taşımakta zorlanırlar. Çocuğun peşinden koşmak, çocuğun yemek ve uyku düzenini sağlamak ve çocuğun düzenine göre yaşamını ayarlamak, çocuğun dersleriyle ilgilenmek, çocuğun duygusal yaşamını paylaşmak, arkadaş ilişkilerini kontrol etmek, arkadaşlarını ve arkadaşlarının ailelerini tanımak, çocuğa sosyal alanlar oluşturmak, çocuğun yeteneklerini keşfedip (spor, güzel sanatlar vb.) Bu yetenekleri doğrultusunda onu desteklemek ve bunun gibi daha pek çok sorumluluk ve uğraşı, bazı kadınlara büyük bir yük gibi gelir.

Bebeğinin uyku saati geldiği halde sokaklarda vitrin vitrin dolaşan, çocuğun dersi olduğu halde televizyonun sesini hiç kısmadan dizilerini seyreden, gece geç saatlere kadar çocuğu-sokakta oynamasına izin veren, disiplin sağlamaya gerek duymayan, çocuğu kendi haline bırakan anneler de yok değil. Kimi anneler de, kariyerinin peşinde koşmaktan, çocuğuyla terince ilgilenmiyor. Toplantılar, seyahatler derken çocuğunun kişilik yapısını tanımayan anneler de var.

Tüm bunlar kadının anne olma sorumluluğunu yüklenememesi, gezmek, sosyal yaşam, iş hayatı ve kariyer beklentilerinin,kendi yaşamında daha öncelikli ve birinci sırada yer almasından kaynaklanıyor. "Annelik rolünüzü hayatınızın merkezi yapmayın" diyorum ama bu demek değil ki, sorumluluklarınızı yaşamınızda geri planlara atın.

Kişilik yapınız anne olma sorumluluğunu taşımakta sizi zorlayabilir. Arkadaşlarla buluşmak, gezmek, iş toplantıları size daha keyif veriyor olabilir. Ama çocuğunuzla geçireceğiniz zamanlar da size keyif verecektir. Bunu bir zorunluluk değil de keyifli bir uğraş olarak görmelisiniz.

Zaten çocuklar, annelerine olan bağımlılıklarını her yıl biraz daha azaltırlar ve kendi özerkliklerini geliştirmeye çalışırlar Çocuğunuzu bir yük, size bir engel olarak görmekten vazgeçin.Elbette sosyal yaşamınız da olacak, iş hayatınız da devam edecek. Yaşamınızdaki her şeye nasıl zaman ayırıyorsanız, çocuğunuza da ayırmanız gerek.

Düşünün ki, makyaj yapmak için bile zaman ayırıyor ve güzel olması için özen gösteriyorsunuz. Alelacele yaptığınız makyâjlar güzel olmuyor. Bu kadar basit bir olay bile özen ve zaman gerektirirken, çocuğunuzun gerek fiziksel gerekse psikolojik olarak büyümesi için de zaman ve özen gerekiyor. Çaba gösteriyor ama yapamıyorsanız, bu durumda danışmanlık ve uzman yardımı almalısınız.

Anne olmak da bir sanat, bu sanatı öğrenmelisiniz. Pek kadın makyaj kurslarına, güzellik kurslarına, spor merkezlerine rahatlıkla gidebiliyor. Daha güzel olmak, daha güzel bir vücuda sahip olmak adına bunun yöntemlerini öğrenmek için pek çok paralar harcanıyor, zaman ayırılıyor. Daha nitelikli bir anne olmak için neden bir danışmandan yardım alınmasın ki? Neden anne olmanın, çocuğa nasıl yaklaşılacağının yöntemleri öğrenilmesin ki?

Genellikle bu tür danışmanlıklar anlamsız, zaman ve para kaybı olarak görülür ama çocuk ergenlik dönemine gelip de aile içinde ciddi sorunlar çıkmaya başlayınca soluk psikologlarda alınır. Ve anne-baba çocuklarının bir an önce düzelmesini isterler. Kısacası uzmandan mucizeler beklerler. Tabiî ki sorunlar çıktığında uzman yardımı alınmalı ama temelden sağlam adımlarla gitmek, koruyucu amaçlı danışmanlıklar almak, ileride var olabilecek sorunları aza indirir.

Anne olma sanatını öğrenmekten çekinmeyin ve gecikmeyin. Evliliğinize anne olma sanatını da yerleştirin.


Konular