Ali Kılıç Kakiz

Kırılsın Mağrurların Gururu

İman zayıflar,nur söner kara yüzlülükten.
Dili evet der,söylemez yürekten.
İnadına bu kadar dayatan, ayak direten.
Nerde kerem,nerde haya,nerde ayıp örten.

Fazla güvenme bu dünyanın temeli çürüktür.
İmanları boğazlarından aşmaz,amelleri sönüktür
Kaldırdıkları toz ve fitneler kendilerine yüktür.
Nerde kerem,nerde haya,nerde ayıp örten.

Kurtul,yokluk aleminde ki şüphe ve terettütden
Neden bağırıp duruyorsun, körlüğüne rağmen.
Mala mülke soya sopa güvenen, nazlanan sen.
Nerde kerem,nerde haya,nerde ayıp örten.

İstanbul / 2002


Ali Kılıç Kakiz

Gönül Pınarı Efendimiz

Köy köy, çadır çadır, söylerdi kasideler.
Yaptığı fedakârlıklar, asırlara eş değer.
Cennetin gülü, gönül çiceği Şeyma’dır meğer.

Nur dağına yemek getiren Hatice annemizdi.
Uzaklaşıyor gibi bir taşın arkasına gizlenirdi.
Saatlerce efendimizi orada bekler gözlerdi.

Bitmeyen sevdalar iki bedende tek bir ruhtur.
Haticetül - Kûbra kadar bana iyilik eden yoktur.
İnananların dev ahlâk ufukları ne yüce ne hoştur.

Bakışların mana dolu güzellik, ey Allah’ın habibi.
Alemlere gönderilen hem Resûlsün hem nebi.
Sen Gönüllerin pınarı Havzı Kevserin sahibi.

Mekke / Arafat dağı 1400H.


Ali Kılıç Kakiz

Ey Oğul!

Oğul, akıl durur kader yol alır bilmelisin.
Zorluğu yenmek çok zor, az gülmelisin.

Buna olta derler, bir adım gitme sakın ha.
Anne balık nasihat ediyor oğluna.

Ucunda ki yeme aldanma, yutarsan yanarsın.
Şuna çarpma derler, takılırsan kurtulamazsın.

Kunuşurlarken bir avcı atmaz mı serpme ağını.
Ne gelir elden faydası yok, ısırsan parmağını.

Yavrucak soruyor,üzerimize atılan nedir anne?
Yavrum bunada tepeden inme derler bak dinle.

Kaza geldimi göz kör olur, gayri sakınılmaz.
Ecel ağı düştümü, hiç bir canlı kurtulmaz.

Eğer anlarsan, bir musibet bin nasihatten yeğdir.
Kibir iblise mahsutur, doğru söze ne denir.

İçel / Mut 1988


Ali Kılıç Kakiz