Öğretmende kemikleşen önyargı duygusu

Meseleğğe ilk başlayan öğretmen heyacanlıdır. Kendisini ispatlama modundadır. Ve korkularla doludur. İlk yıllar ilerledikce özgüven gelmeye başlar, yeni yöntemler geliştirmiş kendi öğretmenliği kemikleşmiştir artık..

İlerleyen zamanlarda artık önyargılar öğretmene işgal etmeye başlar. Her öğrenci özeldir ilkesi işlemez hale gelir. Öğretmen kurbanlık koyun modunda yaklaşmaya başlar. Nasıl olsa kurbansın der ağırlığına göre değer biçmeye başlar.

İşte bu gizli standartlaşma kimilerince uzmanlık iken bize göre önyargı zinciridir.

Öğretmen öğrenciyi ezme baskı uygulama konusunda uzmanlaşmıştır. Okul yönetimini yanına çekme kendini pazarlama konusunda uzmanlaşmıştır. Veliye karşı nasıl davranması gerekitği konusunda uzmanlaşmıştır. Fakat her cocugun özel olduğu inancını yok olmuştur. Her çocugun bir dahi olabileceğini göremez haldedir.

Sınıf sadece ticarethanedir. Kazanc kapısıdır, ekmek teknesidir. Öğrenciler ise müşteridir.

Halbuki bu bir vatani hizmettir. Eğer öğretmen isterse sınıfındaki tüm cocukların gelecekte büyük makamlara gelebileceğini göremez hale gelir. Zaten bunu nasıl başaracağını da bilmez. Ve bu yüzden hadi ordan saçmalıyorsunuz der. Öğrenmek yerine kendisini mesleğine vermek yerine... kücük şeylerle kendisini avutur..

Artık önyargı öğrencide kemikleşmiştir.

Velileri ve öğrencileri gruplar

4-5 grup vardır zihninde. uyumlu, çalışkan, aksi ve uzak dur..

falan filan..

her öğrenciyi bu 4-5 kategoriden birine yerleştirir ve bu çerçevede öğrenciye muamele gösterir.

Standart hersene gelenlerden hiç bir farkı yoktur onun için. Tek düze öğrenci mantığı..

Halbuki o an sınıfındaki o öğrenci tekdir. Ondan sonra ve önce onun gibi bir öğrencisi asla olmamıştır. Benzer bazı özellikleri olan öğrencileri olsa bile asla birbirlerine benzemezler. Gelecekte gelecekleri konumda sadece onlara özeldir.

Bugün ne ekilirse o biçilecektir. Bu felsefede olabilse öğretmen. Tüm önyargılarını bırakıp o öğrencinin tek özel olandığını düşünüp ona göre emek verse bu ülkeye başbakan cumhurbaşkanı olacak ya da bilimadımı ünlü bir mucit büyük bir cerrah yetiştirmenin onuru ve grurunu yaşayacaktır..

Ama işte...

Kendi cehaletini öğrencilere yüklemeyi sececektir.. Böyle bir ufuktan yoksun öğretmen aldığı paranın hakkını vermek duygusunu da yitirmiş öğretmen demektir