İslamiyetten Uzaklaşan Müslümanın Aile Hayatı

Aileler dağılıyor. Hayat pahalılığından dolayı geçimsizlik, bunun sonucu da boşanma oluyormuş.Yanlış bir hayata, yanlış teşhis... Hayat pahalılığından evvel, ihtiyaçların sonsuza doğru arttığı görülmeli. Sonsuz gidere, sınırlı gelir nasıl yetsin? Şehirlere akın, üreticiyi tüketici yapmıştır.
Eşyadan değer alanların, kendilerinde başka değer bulamadıklarından yuvaları yıkılmış, aile üyeleri dışarıda kalmıştır.

Flörtle, evlenebiliyorlar; fakat bu çiftin hayat felsefesi nedir? Hangi prensiplere, esaslara uyacaklar? Dinden (dinin aile hayatına tesirinden) haberleri var mı?

Aklının estiği gibi hareket edenler, aile hayatlarını yele veriyorlar. Amma yıkılan sadece yuva değil, aynı zamanda millettir. Çünkü millet sarayı, aile tuğlalarından örülür. Aile parçalanınca, millet nasıl ayakta kalacak?

Boşanma sebeplerinin içinde terk ve zina da var. Zina edenlerin çoğu, flörtle evlenenler... Taş kalpli kimseler, en ufak bir ıstırap duymadan her şeyi terk edebilir. Medeni kanun ise bir kadınla nikahlanmayı fakat pek çok kadınla yaşamayı getirmiştir (barlar ve benzeri yerler vasıtasıyla).

Her üç aileden biri mahkemelik. Yılda binlerce dosyaya, mahkemelerin bakması lazım. Dosyaların sayısı arttıkça mahkemeler uzamakta. Adalet zamanında tecelli etmeyince intikamların sayısı artmakta, yine dosyalar kabarmaktadır.

İslamiyet'le irtibat kuramayan Müslümanların bundan daha iyi bir hayat yaşayacaklarını ümit etmeleri boşunadır.

İnsanların bozulmaması için, din şart. Çünkü İslamiyet insanları her türlü kötülükten vazgeçirip her türlü iyiliğe sevk eden bir dindir. Dindar insanların içinde yaşayan kimse, kötülüğe fırsat ve imkan bulamaz.

Bir ayet meali: "Onların her birini bir günah sebebiyle yakaladık. Kimisinin tepesine taş yağdıran kasırga gönderdik. Lut kavmi gibi. Kimisini korkunç bir ses aldı Semud Kavmi gibi. Kimisini yere geçirdik Karun gibi. Kimini de suya gark ettik Nuh Kavmi ve Firavun gibi. ALLAH, onlara zulüm etmiyordu. Başlarına gelen felaketlerin sebebi günahları idi. Onlar kendilerine zulmediyorlardı. ALLAH'tan başkasına güvenenler, örümceğin yuvasına sığınması gibidir. Örümcek yuvası çok çürüktür. Neye güveniyorsanız ona havale edilirsiniz. Kim, ALLAH'tan başka neye tapıyor, neye itaat ediyorsa, ALLAH hepsini bilir. O, mutlak galip ve hüküm sahibidir." (El Ankebut, Ayet 40, 41, 42)

Hekimoğlu ismail


Konular