Nisan

NİŞAN, NİŞANLANMA

Evlenme isteği üzerine verilen söz ile yapılan akit ve merasimler.

Nişan merasimi nikah sayılmaz. Evlenecek kadınla erkeğin birbirini daha iyi tanımaları, eksiklerin tamamlanması, öğrenim ve askerlik gibi bir kısım engellerin aşılması, resmî bazı formalitelerin tamamlanması, belli bir zaman tahsisini gerekli kılar. Yani söz kesilir kesilmez, hemen nikâh akdi yapmak çoğu zaman mümkün olmaz. İşte, sözle nikâh arasında geçen bu döneme "sözlülük veya nişanlılık" denir. Arapçada "hutbe" kelimesiyle ifade edilen bu müessese, sözlükte; kız istemek, söz vermek, söz kesmek ve nişanlanmak anlamlarına gelir.

İslâm'da, ömür boyu beraber yaşayacak olan eşlerin, evliliğe karar vermeden önce gereken tedbirleri alması, iyi düşünmesi gerekmiş ve bunun için de evleneceklerin görüşmesi âdet hâline gelmiştir. Ancak nişanlıların nikâhtan önce birbirlerine haram olduklarından dolayı görüşüp konuşmaları, beraber gezmeleri veya sohbet etmeleri caiz değildir.

Evlenmek İstediği Kadına Bakmanın Sınırı

Bir delikanlı ile birbirimizi görerek sözleştik. Nişanımız Birbirimizin arzusu üzerine aynı anda ve yerde olacak. Ben şu ana kadar giyimde-kuşamda ve namahreme görünmede Şer'i ölçüleri uygulamaya çaba göstermiş bir kızım. Ama nişanım için diktiğim elbiselerimi de bugünümde giymek istiyorum. Nişanlım olacak gencin yanında bu elbiselerimle oturabilir miyim?

Düğün ve evlilik nasıl olmalı?

Düğün, nişan merasimlerinde esas olan haram işlememektir. Haram işlememek şartıyla mahalli adetlere uygun her türlü merasim yapılabilir.

Kadınlar kendi aralarında def çalıp oynayabilir. Düğünde içki vermek çalgı çalmak kadın-erkek karışık eğlenmek haramdır. Osmanlılar zamanında, düğün yemeği perşem günü ve gecesinde verilir o gece yani cuma gecesi zifafa girilirdi.

Yatsı namazından sonra hoca efendi ile beraber, mahallenin ileri gelenleri,damadın yakınları damadı evine götürür, evde Kur'an-ı kerim okunup dua edildikten sonra evden ayrılırlardı. Düğünde, az veya çok ziyafet vermek sünnettir.

Resul-i ekrem aleyhisselam evlendiği zaman, ziyafet vermiş. Eshab-ı kiramdan olan Abdurrahman İbn Avf'a evlenince, "Bir koyun kesmek sureti ile de olsa ziyafet ver" buyurmuştur.

Düğünde, zenginleri de, fakirleri de davet etmelidir. Resulullah aleyhisselam: "O düğün ziyafeti ne kötü bir ziyafettir ki, zenginler davet edilir de, fakirler mahrum bırakılır" buyurmuştur. Günah işlenmeyen düğünlere icabet etmek vacip ise de, yemek yemek mecburiyeti yoktur. Diğer davetler sünnettir.

Kız isteme nişan ve çeyiz

Bir kimsenin alacağı kızı bizzat kendisinin talip olup velisinden istemesi caizdir. Hz. Ali, Fatıma validemizi bizzat giderek Peygamber Efendimizden istemiştir.

Evlenecek kız ve erkeğin iyi araştırılması lazımdır. Gençlerin kendi aralarında görüp konuşması,araştırması hissi olduğundan araştırma neticesi sağlıklı olmayabilir. Bunun için ana-baba veya diğer büyükler tarafından araştırmak daha sağlıklı olur. Hele dinimizce de haram olan, flört ederek tanışmak,görüşmek hiç iyi netice vermez. Çünkü bu esnada her iki taraf da en iyi taraflarını ortaya çıkarır. Birbirlerine rol yaparlar. Gerçek durum ancak evlendikten yani iş işten geçtikten sonra ortaya çıkar.Bunun için flört yolu ile gerçek durumun tespiti mümkün değildir. Tabii halini tespit ancak onun önceki tabii halini bilen tarafından yapılabilir. Bu da kızı veya erkeği iyi bilen kimselerden istifade ederek öğrenilebilir.

Bir İhtilali Hatırlamaktadır Nisan

Nisan, doğum günüdür aşkın.. Tarihinden ve tarifinden boşanarak, tarihini ve tarifini sadece bir kadını sevmekten ibaret kılmaktır..

Nisan, bir kadını, sevmeye cüret ederek sevmektir.

Bir kadını Nisan'ın diliyle sevmek, bütün ihtilalleri emziren, bütün iktidarları deviren kuvveti bahşeden ve kudretin her türlüsünü zarif bir meltemle tersyüz eden sırrı keşfetmektir.

Böylesine sevilmiş bir kadını hatırlamaktır Nisan, ve ihtilal emziren aşkların ve aşk gibi coşan ihtilallerin hafızasıdır. Hem devrimdir, hem de karşı-devrimdir, Nisan'ın diliyle sevilen bir kadın..

Böyle bir kadın, bir elin sıcaklığı gibi varolmuş olsa da, coğrafyasız bir ruh gibi hiç yaşamamış olsa da farketmez..

Nisan, bir elin sıcaklığı gibi yaşamış kadınları da, coğrafyasız bir ruh gibi hiç olmamış kadınları da bir ihtilal müjdesini emzirircesine doğurur.