Tartışmasız Evlilik Sağlıklı Değildir

Her aile tek ve özeldir. Benzer gibi görünse de gerek aileyi oluşturan her ferdin farklılığından gerek onların dünyaya bakış farklılığından gerekse çevrenin özelliklerinden farklar ortaya çıkar.


Aile içinde tartışmanın yokluğu iyi bir iletişimin varlığına değil kötü bir iletişimin varlığına delalettir. Tartışmalar düdüklü tencerenin düdüğüne benzer. Rahatsız eder ses çıkartır ama olmazsa da tencerenin patlamasına sebep olur.


Aile terapilerinde iki taraf da kendince haklıdır. Kimse haksızlığını yüzde yüz kabul etmez.
Terapistin görevi danışanlara yeni bakış açıları kazandırmaktır danışan mevcut bakış açısıyla problemi göremiyordur.

Herkesin kör noktası vardır
Her insanın kör noktası vardır. Bu kör nokta bizim kendimiz hakkında bilmediğimiz olumsuz kişilik özelliklerimizden oluşur.


Özellikle düşmanlarımızla tartışırken bu kör noktalarımızı görme fırsatımız olur. Bu nedenle tartışmalara açık olmamız gerekir karşı tarafın söylediklerine kulak vermeliyiz.

Bahçıvan ve heykeltıraş
Evlilikte bahçıvan yada heykeltıraş olmamaya dikkat etmek gerekir. Eğer eşlerden biri bahçıvan olursa sürekli diğerini değiştirmeye çalışır. Buda uzun vadede mutsuzluğa sebep olur.
Evlilikte farklılığın olması tek başına uyumsuzluk sebebi olamaz. Her evlilikte farklılıklar belirli bir yere kadar kabul edilir. Eğer farklılıklara göz yumulmazsa evliliğin devamı tehlikeye girer.

Bazıları evlenmemelidir
Bazı kişilik tipleri evliliğe uygun değildirler bunlarla evlenmek riske girmektir. Bu insanların problemli olmalarını sosyal çevredeki uyumlarına bakarak ta kestirebilirsiniz. Sorumluluk sahibi olmayan bir insan ile evlenmek, başarısız ve mutsuzluğa atılan bir adımdır.




Kadınlar ne bekler
Her ne kadar kadın için eşinin ekonomik gücü ve sosyal saygınlığı önemli olsa da kadının mutluluğu ve evlilikten sağladığı doyum daha ziyade eşler arasındaki duygusal ilişkinin nitelikli olmasına bağlıdır. Kadınlar duyguya ve anlayışa değer verirler.




Değer yargılarının önemi
Hâlbuki mutlu evlilik için değer yargılarını anlamaya çalışmak lazım çünkü: farklılıkların ve görüş farklarının kaynağı değer yargılarında yatar. Eğer ortada bir problem var ve her fert bu probleme kendi perspektifinden bakmaya inat etmişse gizliden gizliye farklı şeylere değer veriyorlardır.



Aynı değer yargıları olmalı; Mutlu bir evlilik olabilmesi için, çiftlerin aynı değer yargılarına sahip olmasında fayda vardır. Aksi halde ne kadar saygı duyulursa duyulsun, arabanın ön tekerlerinin bir tarafa arka tekerlerinin bir tarafa gitmesi gibi bir manzara ortaya çıkar, farklı değer yargılarının olduğu evliliklerde.

İyi bir aile nasıl olur?
Şunu unutmayınız ki, sağlam bir aile, şu dört ayak üzerinde kurulan kutsal bir müessesedir. Bunlar: 1-Sevgi, 2-Güven, 3-Fedakarlık, 4- Hoşgörüdür.
Bunlardan bir tanesinin sarsılması, aile sarsıntısına yol açar. Bunun için birbirinizi Allah rızası için (O'nun rızasını kazanma ümidi ile) seviniz, birbirinize güveniniz…

Mutlu ailenin ilkeleri
- Birbirinizin kusurunu araştırmayınız. Sonra aranızdaki sevgi ve saygıyı sarsarsınız. Resulullah "Koca zevcesini su-i zanna mevzu ederek ona baskı yapmasın, hanımını gizli teftiş etmesin" buyuruyor…


- Sırlarınızı başkalarına açmayın. İkiniz arasında kalması gereken sırlarınız olacaktır. Onları başkalarına açarak birbirinizi güç ve gülünç duruma düşürmeyiniz. Unutmayınız ki sırlar sizde kaldığı sürece siz onlara hakimsiniz, başkalarına da söylenince artık siz sırrınızın esiri olursunuz



- Hiç bir vazife aile vazifesinden önce olamaz. Züht, takva, nafile ibadet gibi gerekçelerle bile ailede karşılıklı karı-koca görevleri ihmal edilemez.


- Ailenizi düşünmek zorundasınız; malınızı kazanırken olduğu gibi, harcarken de ailenizi düşünmek zorundasınız. Hastalığı sırasında kendisine geçmiş olsun ziyaretine giden peygamberimize malını Allah yolunda tasadduk ettiğini söyleyen Sad. b. Ebi Vakkas'a "İyalini zengin bırakman, başkasına muhtaç bırakmandan daha hayırlıdır" buyurmuşlardır.



- Birbirinizin gönlünü alın; Bazı özel programlarla birbirinizin gönlünü hoşnut ediniz. Başkalarının dikkatini çekmemek ve aile mahremiyetine gölge düşürmemek için, şakalaşınız, eğlenceler tertip ediniz.



- Hoşnutluğunuzu paylaşın; birbirinizi ruhen desteklemek üzere birbirinizden hoşnut olduğunuzu yakın akrabalarınıza, anne-babanıza anlatınız. Bu aranızdaki güven ve sevgiyi artırır. Fakat birbirinizin özelliğini başkalarına anlatmayınız. Yani bir kadın kocasının özelliğini başka kadınlara, bir erkek de karısının özelliğini başka erkeklere anlatmaya kalkışmasın. Bu dinimizce kesinlikle yasaklanmıştır.



- Tatlı dil şart; evinize geldiğinizde birbirinizi tatlı dil, güler yüzle karşılayınız. Bu davranış sizin kendi sıkıntılarınızı da giderir. Geç vakitlere kadar dışarıda kalmayınız. Şüphelere meydan vermeyiniz.



- Kıskandırmak yok! Birbirinizi kıskandırma denemelerine kalkışmayınız. Telafisi güç sıkıntılara yol açarsınız.



- Gizli saklı olmamalı; birbirinizden gizli hiçbir şeyiniz olmasın. Şüphelere yol açarsınız. Her konuda birbirinizle istişare ediniz. Böylece, sonucunda da sorumluluğunu birlikte paylaşmış olursunuz. Çocuklarınızın yetiştirilmesinde anne-baba olarak öneminizi ve sorumluluğunuzu bilerek onlara örnek olunuz. Eğitimlerinde ihtilafa düşmeden müşterek metot uygulayınız.



- Gizlilik şart! Geçimsizliğiniz olursa, bunun sebeplerini başkalarına hatta en yakınlarınıza bile anlatmayınız. Zira bu anlatılanlar mutlaka bir suçlama olacaktır. Unutmayın ki, bu sıkıntı giderilir de, sonra anlattıklarınızdan dolayı birbirinize karşı mahcup olursunuz.



- Aileleriniz de önemli; birbirinize karşı gösterdiğiniz sevgi ve saygıyı ailelerinize karşı da gösteriniz.



- En güzeli aramaya kalkışmayın; zira güzelin güzeli vardır. En güzeli bulamazsınız. Öyleyse eşinizin güzel tarafları vardır, onu bulmaya çalışınız…


- Birbirinize karşı hoşgörülü olunuz


- Adetlerle inançlarınızı birbirine karıştırmayım. Yetişmiş olduğunuz çevreye aileden getirdiğiniz mahalli adetleriniz anlaşmazlık konusu olmasın.



- Birbirinize karşı nazik ve kibar davranınız, aileler nedense kibar davranışı, hep başkalarına karşı göstermek olarak değerlendirir. Halbuki kibar ve nazik davranışa da öncelikle aile fertleri layıktır. Şüphesiz ki, bu başkalarına kibar davranılmaz anlamına da gelmez…



- İş bölümüne dikkat ediniz. Fakat bunun için elinize kalem, kâğıt alıp yazmaya gerek yoktur. Hayat, iş bölümünü kendiliğinden yapmıştır zaten. Yeter ki anlayışlı olunsun. Küçük görüş, düşünce ve davranış farklılıklarını çözülmeyen problemler haline getirmeyiniz. Unutmayınız ki, iki kişinin her noktada aynı düşünmesi, aynısını yapması mümkün olamaz…



- Büyük yangınlar, küçük kıvılcımlar… İhtilaflar mutlaka olacaktır. İnsan zaman zaman kendisi ile bile ihtilafa düşer. Öyleyse bazı konularda muhalefet edilmesini eşler de tabii karşılamalıdır. Dolayısıyla küçük anlaşmazlıkları büyütüp problem haline getirilmeden halletmelisiniz. Şu güzel sözü de aklınızdan çıkarmayınız. "Büyük yangınlar, küçük kıvılcımlardan çıkar.



Kıvılcımları ise bir fincan su söndürür". Öyleyse bir fincan su ile söndürülebilecek kıvılcımı büyütüp itfaiyeyi çağıracak felaket haline getirmeyiniz. Eişinizin istemediği kişileri evinize almayınız.


- İnançlı olunuz. Birbirinize karşı davranışlarınızın temelinde sadece Allah’ın rızasını kazanma niyeti ve samimiyeti olsun. O zaman huzur bulur ve mutluluğunuzda ve kutsal aile yuvanızın devamında yardımcınız Allah (c.c) olacaktır.


2 yorum

Not: az evvel yollanan

Not: az evvel yollanan yazının kaynağı "mynet" yerine "ekolay" olacaktı..

yazının başlığı Tartışmayı bilmek sanattır!

01.07.2007 - Misafir

"Ya buz gibi bir sessizlik

"Ya buz gibi bir sessizlik ya da korkunç bir kavga... Kadın erkek ilişkilerinde dengeyi tutturmak da oldukça zordur!

Birbirine deli gibi aşık olan insanların bile zaman zaman fikir ayrılığına düşmelerinden ya da birbirlerine zaman zaman katlanamamalarından daha doğal ne olabilir ki?


Kaliteli tartışmanın püf noktaları
Tartışılan konuyu kişileştirmeyin. Onun hoşlanmadığınız davranışlarından konuşuyor olsanız bile genel bir konuda konuşuyormuş gibi davranın. Ses tonunuzun, bakışlarınızın ve jestlerinizin düşmanca olmamasına özen gösterin. Yaklaşımınız daima objektif olsun.

Özel konuları arkadaşlarınızın yanında konuşmak üstelik de onları hakem yerine koymak gibi bir hataya düşmeyin. Ancak ortada konuşulan genel bir konu varsa ve herkes bu sohbete katılıyorsa siz de fikrinizi söyleyin.


Tartışma sırasında herhangi bir sözüne ya da hareketine sinirlenseniz dahi ona sakın hemen cevap vermeyin. Aksi halde kendinizi hiç söylemek istemediğiniz şeyleri söylerken bulursunuz. Derin bir nefes alın ve 10 saniye düşünün, gerçekten vermek istediğiniz cevabı kafanızda toplayın ve ondan sonra konuşun.


Her zaman genel konularda konuşmayı tercih edin çünkü bu hem kısırdöngüye girmekten ve karşılıklı suçlamalardan kurtaracak, hem de bilgileri paylaşmanızı ve ilgi duyduğunuz alanlarda birbirinizi geliştirmenizi sağlayacaktır.



Nerede durmanız gerektiğini bilin. Tartışmaktan kaçmak elbette yanlış. Ama bazı durumlar vardır ki sıcağı sıcağına tartışmak yerine zaman geçmesini beklemek ya da tartışmayı kesmek en iyisidir. Onun üzerine gitmeyin ve onun da sizin üstünüze gelmesine izin vermeyin.


Birbirinizi dengelemeyi bilin
Onun daha gergin olduğu durumlarda sizin daha sakin, sizin sinirli olduğunuz durumlarda da onun daha ılımlı olması tartışmanın büyümesini engelleyecektir.

Alaycı tavırlar, küçümseyen bakışlar ve iğneli sözler daima olumsuz etki bırakır ve her şeyi berbat etmekten başka bir işe yaramaz. Tartışma boyunca ciddi, iletişime açık ve anlayışlı olun. Rahatsızlıklarınızı ve görüşlerinizi net bir biçimde ifade edin.

Tartışma bittiyse gerçekten bitsin. İşi uzatmayın ve hiçbir fikir mücadelesinin sonunda gerginlik çıkarmayın.

mynet

01.07.2007 - Misafir

Konular