Şimdilik avuçlarıma alamıyorum gül'ü

/şimdilik avuçlarıma alamıyorum gülü,
dikenlerini avuçlayabiliyorum.
razı oluyorum can’ımın yanmasına;
can’ımı yakıyorum avuçlarımı sıkarak…/


ey benim sîne-i nurum,
ey benim nûr-u aynım,
ey benim sabrı cemîl’im,
ey avuçlarımı dikenlerine rağmen kendine toprak bildiğim gül’üm,
şimdilerde yakubî bir soluktur içime çektiğim,
dilimin kıyısına dokunan, bir baba yüreğinin niyazı kadar beyaz;
“artık bana güzel bir sabır yakışır!”
dilim, yusuf’umu besleyen bir dua için dokunur söze.
bir yusuf kuyumda ağlar, arşta yükselirken adı
bir yusuf nazarımdaki kıymetini bilmez, eza olurken ahvali sol yanıma…
bir yusuf, yusufluğunu bilmez;
ve ben korkarım bir hasetlik canına dokunur yusuf’un diye…
ben korkarım karanlık eza olur yüreğe diye…


ey benim derûnumdaki sevda,
yarınlarıma dair hüsn-ü zannım,
hatrına niyaza dokunur dilim her dem,
hatrına yüreğim buruk heyecanlar yaşar doğan günle,
hatrına boyun bükerim sevgili’ye,
hatırı sayılır olurum diye yar nazarında..


ey benim avuçlarımı kanatan sevda,
derinliğim kadardır avuçlarımda açtığın yara,
ne içimi imar ediyorsun sevinçle,
ne de sûretime mutluluğun resmini çizebiliyorsun.
ben üzerine titriyorum bir çocuk gibi,
büyümeni istiyorum,
büyütmeni istiyorum beni yâr nazarında..


ey benim lisanını hala anlayamadığım sevda,
sükûtun dağlar gibi içimde,
rengin gece misali.
leyl’im der susarım şimdilerde -sen gibi-,
yücelirim “yâr” makamına diye…


ey cemil’in letafeti,
yûsufî güzellikte değil sûretim
yakub kadar sabırlı da değilim,
ama bilirim ki içimde büyürsen;
sultanı olacağım bir beldenin.
gözlerim aydınlanacak,
aydınlık olacağım mısır’a..


ey içimdeki sevda,
içimin nil’i olursan, ereriz huzura;
can oluruz bir kurak beldeye…


-alıntı-


3 yorum

BEN SENİ SULAR GİBİ

BEN SENİ SULAR GİBİ SEVDİM

Gözlerinde yıldız görüntüleri
Yüzün bir ay olup doğuyor geceme
Yeraltı suları seninle daha serin
Göğsüne can yürüyor bitkilerin

Sen şimdi endamlı bir lâle olup
Geçiyorsun kalbimin içinden
Ey bahçemin hercâi menekşesi
Ah hiç yorulmayan dünya ecesi

Vurulduğum serin ırmak sendin
Eksik yanımı sen tamamla
Bir şarkı dökülsün dudaklarından
Kalbimin ateşinde gül topla

Saklandığın bu dağın ardında
Anla ki batan bu kızıllık
Akşamın bu erguvanî rengi
Eklenir karanlığına gecenin

Tükenir hayatın bütün şarkısı
Sen içimde yeniden başlarsın
Toprağımda menekşeler çiçek açar
Ömür biter ama sen bitmezsin

Nice narin ceylanlar vardır ki
Gözlerine vuran ağrılara kanıp
Yüreğindeki o titreyen kuşa
Akşamları sefer eylerler

Aynam ki çoğaltır yıldızlarını
Ben de heybemi alıp
Geceye ve sana sığınarak
Çıkıyorum kırık şarkımla yola

Ey beni kuşatan bakir sabah
İçine kaybolduğum derin kuyu
İlk ışık gönlüme düşerken
En çok da gözlerine güvenirim

Bir yolcuyum ki çölünde
Kum tanelerinde ayak izlerin
Adreslere ihtiyacım yok
Bir kuşkanadında gelirim ülkene

Beni nârin bir ırmak say
Geldim ve kavuştum denizine
Toprağın ve suyun diline bakıp
Seni yeniden yorumladım

Yeni bir gül açıyor şafakta
Atımı dağlarına sürüyorum
Anla içimde acılar birikti
Çoğaldı hasretim aynalarda

Ey yeniden sırra bürünen sevgili
Çadırında akşamın karanlığı
İşte dağlarına yeni bir yolculuk
Sana varan bütün yollarda

Anladım ki suyun sesinde
Başlayan yeni bir kıyâmet var
Beni şimdi bir rüzgâr kıl
Yeniden süslensin rûhum

İçimden ah eden bir kaya
İnleyerek varsın denizin kıyısına
Bir kartalın kanadında
Bir avcının önüne düşeyim

Heybetinle göreyim seni
Merhametinle ve gülümsemenle
Beni gözlerimden anla
Anla ki ben seni sular gibi sevdim

Seninle eski kitaplarda anlatılan
Bir dağ masalına dönüşelim şimdi
Bir gece vakti kör bir lâmba ışığında
Söylensin kalbimizin esrârı

Dinleyip hikâyemizi ihtiyarlardan
Erken büyüsün çocuklar
Bir su yürüsün ırmaklarına
Gülüşüp aynaları sevsinler

O baharın ritmi bozulmasın hiç
Anneleri yeniden yorumlasın
Uyandıklarında düşlerinden kalan
Islak bir menekşe rüyâsını

Sen yüzünü benim için sakla
Zira sabah olacak biraz sonra
Uyut kalbini sevdiğim
Gündüzün rengini siyaha boya

MUSTAFA ÖZÇELİK

17.03.2008 - Misafir

AVUÇLARIM YETMEDİ

AVUÇLARIM YETMEDİ YÜREĞİME

Hayatta hep gülmeyi seçtim ben.
İçten,yürekten gülmeyi sevdim herkese.
Bir gülümsemeyle sevgiler büyürdü içimde.
İnsanlara sevgimi o kadar çok yansıtmalıydım ki;
beni tanımalarına yardımcı olabilmek adına öylesine sevgimi yaşattım ki;
şimdi onlara her bakışımda sanki kendimi görüyormuş gibi olmayı seçmişim meğerse…
Kalplerine yüreğimdeki o saf ve yaşanılası sevgiden avuçlar dolusu uzattım.
Belki hemen almak istediler belki tereddüt ettiler,
belki de hiç umursamadılar avucumdakileri.
Umursamayanlar kim bilir belki de korktular?...
Onlar avuçlarımda uzattığıma sadece baktılar çünkü.
Bazen sadece bakmak yetmiyor,görmek gerekiyor.
Bakmayı bilen gözler görmesini de bilir oysa.
Onlar göremiyorlar mı??...
Avuçlarımda uzattığım kalbimdi,sonsuz sevgimdi oysa.
Sevgimden yudum yudum almayı seçenler,beni tanıyorlar mıydı yoksa?..
Yoksa hiç tanımadan gördüler mi bendeki beni?
Onlar bakmayı istemediler.
Görmeyi bildiler.
Çünkü bunu istediler.
Sevgi onun sayesinde kalplerimize aşınmış en güzel duygu iken yaşatmasını ve yaşamasını istemeyen yüreklere ve gözlere inat onlar kalplerindekini,avuçlarda da olsa onlara uzatılan sevgi ırmağını seçtiler.
Her yudumda biraz daha onu yaşamak isteyenler oldu aslında.
Kendimden öylesine fışkırıyordu ki bu sevgi suyu;avuçlarım yetmedi yüreğime.
Doldu…Taştı…
Bir yerlerden sesler geliyordu kulaklarıma,”Akıt sevgini…
Herkes yaşasın!
Sende onu yaşatmak isteyenler ve yaşatanlar gibi herkese ikram et sevginden.
Yaşandıkça çoğalsın!
Hatta taşsın!
Yeter ki ziyan olmasın!
Değeri bilinsin!
Çünkü sevgin ondandır.
Kaynağın oradandır!
Rızası için sev,rızası için sevil!
Akıt sevgini…
”Kulaklarımda uğuldayan bu sesler,kalbimden gelenlerdi.
Öylesine sevmeyi ve sevilmeyi bekliyordu ki kalbim,sığmıyordu hiçbir yere.
Şimdi doğduğumdan bu yana yaptığım gibi yine devam ediyorum sevgimi arttırmaya.
Nasıl ki kendi rızkından bir fakiri her doyuruşunda daha da çoğalıyorsa nimetlerin,sana verilenler,benim ki de öyle bir durum işte.
İkram edildikçe çoğalan,taşan,yerinde duramayan...
Hayat küçücük ellerde sunulmuş bir yudum su gibidir benim görüşümle.
Onu almasını ve bir yudumu,yudum yudum içmesini bilenler;
Sevgiyi yaşamayı ve yaşatmayı isteyenlerdir kalplerinde.
Hayatı avuçlarda sunulan sevgi ırmakları ile yudumlayabilmek,
ona biraz daha yakın kalabilmek,
rızasıyla yaşayabilmek,
sevgisini layığıyla herkese sunabilmek,
benim deyişimle

“ikram edebilmek”,ikram ettiğimiz sürece çoğalabilmesini başarabilmek
duasıyla….

15.03.2008 - Misafir

Çok güzel bir yazı

Çok güzel bir yazı elinize sağlık zevkle okudum.

08.03.2008 - zuzum

Konular