Hülya Kartal

Evdeki Genç ve Ailenin tutumu

İçimizdeki inişler ve yokuşlar, engebeler dışımızdan daha çoktur. Kendimizi yeterince tanıyacak kabiliyeti ve insanlara meramımızı anlatacak gücü çoğu zaman kendimizde bulamıyo­ruz.

Geleceğine kuşkulu gözlerle bakan ve gelmemiş olan yarın­ların kaygısını en ziyade yaşayan gençlerimizin elbetteki sorun­ları oluyor.

Okul sorunu, meslek sorunu, maddi sorunlar, ailevi sorunlar vs. Ama bunlardan ziyade asıl ele alacağımız konu gençlerimizin manevi boşlukları, iç alemlerinde yaşadıkları ça­tışmalar, arayışları olacaktır.

Gençlik, hayat yolculuğunun en güzel, aynı zamanda en kri­tik devresidir. Bu devresinde insan güç ve enerjisinin zirvesin-dedir. Özellikle önümüzdeki fırsatları değerlendirmek ve ha­yatımızı verimli hale getirmek için boşa geçirmemiz büyük bir kayıp olacak bir evredir.

Kalp Kabı Kırılınca...

PAPAZA KIZIP ORUÇ bozulmaz, der atasözü. Lâkin yanında aynı safta namaza durup ha bire dirseğiyle itekleyip durursa biri, dönüp bir şey desen namazın bozulacak, cemaati kaçıracaksan, bir şey demesen huşû ve huzurun elden gidiyorsa, en önemlisi de onun kendisinin de namaz kılıyor olmaktayken kendi huzuru bozuk haline bir anlam veremezsen… Namazıyla ilgilenmek yerine seninle uğraşmayı görev edinmiş, sen de onun seninle uğraşmaları sebebiyle ister istemez her dürtmesinde onunla uğraşır hale gelmişsen şaşkın vaziyette ve kendi namazınla ilgilenemez olmuşsan…


Bu teşbihi yaparken tam burada aklıma Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam'ın namazdayken sırtına atılan işkembe geldi. Ama yine de onu atan cehaletin babası ve karşı safın azılısıydı. Bense bu benzetmeyi, ‘içerden’ yapmaya çalışıyordum.