Geçimsizlik

Anne-baba olarak tartışmak

Anne ve baba olmanın dünyanın en zor mesleği olduğun^ her zaman söylüyorum. Anne ve baba olarak sorumluluklarımız kaçınılmaz. Bu sorumluluklarımızı sevgiyle yerine getirdiğimiz sürece hayat hem çocuk hem de bizim için kolay olur.

Zaman zaman eşimizin davranışları, çocuğa karşı tutumu bize yanlış gelebilir; onunla az ilgilendiğini, ona yeterince zaman ayırmadığını, bunun da çocuk üzerinde olumsuz etki yap tığını düşünebiliriz. Çocuğa yersiz çıkışları, bağırmaları, disiplin şekli, koyduğu sınırlar, hoşgörüsü ya da hoşgörüsüzlüğü bizi rahatsız edebilir.

Kavgaların arkasındaki gerçek

Her evlilikte tartışma ve kavga olur. Sonra eşler anlaşır, barışır ve mutlu sona ulaşılır. Tartışma ve kavgaların konulan evlilikten evliliğe değişir. Ancak evli çiftler hep şunu söylerler: "Çocuğumuz olmadan önce hiç kavga etmezdik, çocuk olduktan sonra birbirimizi yer olduk´

Gerçek bu mudur acaba? Hiçbir şeyden habersiz, hiçbir suçu olmayan, karnı doymuşsa, altı temizlenmişse, gazı çıkarılmışsa ve sevgi duygusunu hissetmişse yatağında mışıl mışıl uyuyan minicik bir bebek, kocaman iki yetişkini nasıl olur da birbirine düşürür. Elbette gerçek bu değildir. Gerçek; çocuk doğduktan sonra eşlerin o güne kadar birbirlerinin tanımadığı yönlerinin, davranışlarının, o güne değin bilmediği tepkilerinin yeni yeni ortaya çıkmasıdır. Ve eşlerin birbirlerinin bu yeni tanıştıkları yönlerine tepki vermeleridir.

Uykusuna çok düşkün bir erkek, evliliğinde bu konuda eşiyle çatışma yaşamaz. Ama bebek olduktan sonra durum değişir. Kadın kocasından gece uyanmasını ve kendisine bebeğin bakımı konusunda yardım etmesini istediği an sürtüşmeler başlayabilir.

NÜŞÛZ (KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

Geçimsizlik çıkarma; serkeşlik yapma; kocaya karşı itaatsizlik etme; Kadının kocasına karşı buğz edip asî olması anlamında bir İslam hukuk terimi. Arapça bir mastar olup, itaatsiz kadına "naşize" denir.

Evlilikte eşlerin karşılıklı uyum içinde olması gerekir. Ayet ve Hadislerde karşılıklı hak ve görevler belirlenmiştir. Cenab-ı Hak şöyle buyurur: Erkeklerin kadınlar üzerinde meşru hakları gibi, kadınların da onlar üzerinde hakları vardır. Yalnız erkekler onlar üzerinde daha üstün bir dereceye sahiptirler" (el-Bakara, 2/228). Şu ayette, eşler arasında iyi geçim istenir:

"Onlarla iyi geçinir, eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa olabilir ki bir şey sizin hoşunuza gitmez de, Allah Onda bir çok hayır takdir etmiş olur" (en-Nisâ, 4/19).

Mahkemeden Balayına

Ünlü aile danışmanlarından Gary Chapman, Zig Ziglar, Susan Heitler, yazdıkları kitaplarda öyle umutsuz olayların çözülüp mutluluğa dönüştüğünü anlatırlar ki, şaşar kalırsınız. Hatta aile danışmanları, sorunu çözülen kişilerce "mûcize adam" olarak tanıtılır. Çünkü, yüzde yüz bir boşanmayı engellemiş, neredeyse birbirinden nefret eden iki kişinin tekrar birbirini sevmesini sağlamış ve geçinemeyeceklerine kesin inanmış eşlerin mutlu olmalarına vesile olmuşlardır.

Oysa onlar "mûcize adam" değildirler. Başardıkları da olağanüstü bir zafer değil, herkesin yapabileceği bir "iç fetih"tir. Onlar, zaten her insanın içinde var olan hazineyi göstermiş, zenginliğe dikkat çekmiş ve yararlanma yöntemini anlatmışlardır.

Eşinizi Doğru Tanıyın

Ailevî sorunların meydana gelmesinde ve sürmesinde en önemli faktörlerden birisi, eşlerin birbirlerini yanlış tanıması ve yanlış anlamasıdır. Sorun olan ailelerde iki taraf da, kendisini hatasız ve kusursuz görüyor. Her zaman en doğruyu kendisinin yaptığını, gereken fedakârlığı gösterdiğini, ancak hep haksızlığa uğradığını düşünüyor.

İşte burada Nasreddin Hoca'nın ünlü bir fıkrası akla geliyor. Bir gün aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişi Hocanın yanına gelir. Birinci adam, olayı kendi açısından güzelce anlatır. Bunu dinleyen Hoca:

"Haklısın" der.

Sözü alan diğer adam da, kendine göre nasıl haklı olduğunu bir güzel açıklar. Hoca aynı şekilde:

"Haklısın" der.

Olaya şahit olan Hocanın eşi dayanamaz ve itiraz eder:

"Hocam nasıl olur, ikisine de haklısın, dedin."

Hoca, biraz sıkılır ve eşini tasdik etmekten başka çare bulamaz:

"Hanım, sen de haklısın."