Evlilik Dışı

Evli Bir Kadına Aşık Olmak

Kendim de evli olduğum halde, işyerimden alışveriş eden bir kadına ileri derecede tutuldum. Bütün uğraşmalarıma rağmen kendimi ondan vazgeçiremiyorum. Öyle ki meseleyi yakınlarım ve kadının bizzat kendisi dahi anladılar. Buna rağmen o alışverişi kesmediği gibi ilgisini daha da arttırdı.Rezillik açısından olacak olan oldu. Ben Şimdi işin günahını soruyorum: Ona evlilik teklif etsem ve sarhoş olduğu için Ailesinin hukukunu zaten gözetmeyen kocasından ayrılmasını istesem günaha girmiş olur muyum?

Evlenme Yasağı Olanlar (Hürmet-i Musahare)

Evlenme sonucu meydana gelen akrabalarla evlenme yasağı. Sıhriyete dayanan haramlık. Sıhriyet, eşlerden birini diğerine bağlayan hukuk; bir râbıtadır. Sonradan boşanma veya ölüm sebebiyle evlilik sona erse bile sıhfi akrabalık devam ettiği için, bu, mutlak bir evlenme engeli teşkil eder.

Kur'ân-ı Kerîm'de evlenme engeli doğuran sıhrî hısımlar dört gruba ayrılır. Üvey kızlar; Bir erkeğin evlendiği kadının, başka kocadan olma kızları, oğlunun kızları yahut kızının kızları bulunursa, üvey baba bunlarla ebedî olarak evlenemez."... Kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup himayelerinizde bulunan üvey kızlarınızla evlenmeniz size haram kılındı" (en-Nisâ, 4/23). Bu engelin doğması için üvey baba ile, kızın annesinin cinsi temasta bulunması veya sahîh halvetin olması gerekir.

Kayın vâlideler: Bir erkek evlendiği kadının anası ve nineleri ile ebedî olarak evlenemez. Kendi evliliği boşanma veya ölümle sona erse bile engel devam eder. "...Eşlerinizin anneleri.. . ile evlenmeniz size haram kılındı" (en-Nisâ, 4/23).

Babasız Çocuklar

Avrupa ülkelerinde ve ABD’de aileye karşı gelişen cereyan büyük problem haline dönüşmüş durumda. Bir yandan çocuk denecek yaştaki kızlar evlilik dışı çocuk sahibi oluyor, diğer yanda evlilik yapanların sayısı oldukça azalmış durumda. Son birkaç yılda dünyaya gelen Danimarka ve İsveç’li bebeklerin neredeyse yarısından çoğu evlilik cüzdanı olmayan çiftlerin eseri. Fransa ve İngiltere’de her üç çocuktan biri gayrimeşru. İnsanların çocuklarını evlatlık olarak vermek istememeleri de yalnız anne babaların sayısında artışa sebep olmakta.


Bu ülkelerde ailenin yapılanması değişmiş gibi. Çocuğuyla yaşayan anne veya baba, özellikle de babasız çocuklar çok artmış. Sadece anne ve çocuktan oluşan ikili, bu yüzden aile kabul edilmeye başlandı.

Kadıköy’de evlenip Karaköy’de ayrılanlar

Günümüzde Kadıköy'de evlenip Karaköy'de boşananlar çok...Çünkü pazarda domates seçerken bile hassasiyet gösteren gençler eş seçiminde aynı hassasiyeti göstermiyor genellikle... 4 yıl flört ettiği kişiyle evlenip 4 ay geçinemeden soluğu mahkemede alarak "şiddetli geçimsizlik" ten boşananların sayılan her gün artıyor. Bunun için evlilik muhabbetine akıl da katılmalıdır. Ana-babanın tavsiyelerine, çevredeki aklı başında kimselerin sözlerine de kulak verilmelidir.

Bir de günümüzde "diploma evliliği" çok oluyor. Bu tür evlilikler ya yürümüyor ya da "mecburen, mecburiyetten" yürütülmeye çalışılıyor. Türkiye'de ayıp olmasın diye mecburen yürütülen evliliklerin sayısı tahmin edilenden fazla! Yuvayı yapan dişi kuştur.

Evlilikte hanımefendiler "yuva yıkıcı" değil, "yuva yapıcı" özelliklerini unutmamalılar. Anahtar kelime "fedâkârlık". Anahtar cümleyse şu: "Küçük şeylerle mutlu olmasını öğren ve silgini büyük tut!" Aranan kişi ol ki, aradığını bulasın. Tek başınayken mutlu olabilen kişinin mutluluğu evlendiğinde paylaştıkça artar.

“Birlikte yaşama” rezaleti

Kadın ve aile üzerine çok durmak lazım. Çünkü, gerçekten aile zor durumda. Aileyi yıkmak için ne gerekiyorsa yapılıyor. Bir milleti yıkmada aile özellikle de “kadın” son kale.

Aile tamamen yıkıldığı takdirde, insanlar insan olmaktan çıkar birer sosyal varlık haline gelir. Bunun için aileyi çok titiz bir şekilde korumak ve kollamak zorundayız. Aileyi sarsacak, aile bağlarını zedeleyecek davranışlardan kaçınmak bir insanlık görevidir.

Aile ile uğraşmak insanın kendi bindiği dalı kesmesi demektir. Eskiden buna çok dikkat edilirdi; mesela evlenmeden önce “Birlikte Yaşama” rezaleti yok denecek kadar azdı. Bu şekilde yaşayanlar da bunu söylemekten çekinirlerdi; çünkü toplumun genel ahlakına aykırıydı bu tür beraberlikler.

Şimdi o kadar normal haline geldi ki, bütün kanallarda, kim kiminle birlikte yaşıyor o konuşuluyor, magazin haberlerinin çoğunu bu tür haberler teşkil ediyor. Programlarda utanmadan, “ Altı yıldır birlikteyiz, ileride evlenmeyi düşünüyoruz” diyebiliyorlar.

Toplumun temeli olan aile dinamitleniyor

Bilirsiniz, atomun bir çekirdeği var bir de bunun çevresinde elektronlar. Elektronlara müdahale atomun yapısında değişikliklere sebep olur, kimyasal reaksiyonlar meydana gelir.

Bu, birçok zararlara sebebiyet verir. Fakat esas zarar, atomun çekirdeğine kontrolsüz müdahale olduğu zaman olur. Çekirdeğe müdahale edildiğinde atom infilak eder, ortalık tarumar olur. Toplum da bir atom gibidir. Çekirdeği de ailedir. Çekirdeğe müdahale edilince cemiyet hayatı dinamitlenmiş olur, Sosyal dengeler bozulur.

Sosyal denge bozulunca da, o toplumun meydana getirdiği, millet ve milletin meydana getirdiği devlet sarsıntı geçirir. Bugüne kadar aileye çok müdahale edildi. Fakat, bunlar yukarıda misalini verdiğim elektron mesabesinde idi. Şuanda Mecliste görüşülmekte olan Medeni kanundaki değişiklikler doğrudan çekirdeğe müdahale derecesine gelmiştir.

Çalma kapıyı, çalarlar kapını!

Bugün aileyi, dolayısıyla toplumu yıkan etkenlerin başında gayrı meşru ilişki gelmektedir. Bunu önlemenin yolu da şuurlu bir dini inançtır. İnanan, Allahtan korkan ve kuldan utanan böyle işlerden uzak durur. Bunun için fuhuşu yaymak istiyenler “utanma duygusu”nu yok ediyorlar.

Utanma, haya, sadece insana mahsus olan utanma duygusudur. Allahü teâlânın razı olmadığı çirkin şeyleri yapmaktan sakınma, başkalarının kötülemelerinden korkma, kötü iş yapınca utanma; utanmak, sıkılmak gibi manalara da gelmektedir haya.

Bir toplumun ayakta kalmasında önemli bir yeri olan haya ve haya sahibi olmak üzerinde önemle durulmuştur dinimiz. Bunu sağlamak için din, iman ve ahlâk bilgilerinin öğrenilmesi ve çocuklara, gençlere öğretilmesi gerekir.

Aksi halde hayanın ve iffetin yok olması kaçınılmaz olur. Bu da bir cemiyetin çökmesinin belli başlı sebebidir. Haya sahibi olmak, asırlar boyunca bütün Müslümanların şiârı olmuştur. Hayanın önemini Sevgili Peygamberimiz şu sözleriyle ifade buyurmuştur:

“Haya imandandır. Fuhuş cefadandır. İman Cennet’e, cefa Cehennem’e götürür.”

Erkeklerde Depresyon

Elimizdeki raporlara göre depresyona giren kadınların erkeklere oranı çok daha az olduğundan depresyon genellikle bir "kadın hastalığı" olarak düşünülür. Oysa erkeklerde depresyon , farkına vardığımızdan daha yaygın olabilir. Pek çok erkek karamsarlığı erkekliğine yakıştıramadığı için durumunu gizlemeye çalışır. Ve başarır da: Ülke çapındaki araştırmalara göre, psikiyatrist dışındaki hekimler, erkeklere depresyon tanısı koyma konusunda %70 oranında yanılırlar. Ne varki , Amerikan Psikiyatri Birliği'nin son yıllık toplantısında , erkeklerde depresyonun gizli kalmasının bir nedeni , onların bu rahatsızlığı kadınlardan farklı ifade etme eğilimleri olabiliceği belirtilmiştir.