Çocuğu Tanımak

Çocuğu anlamak ve onunla anlaşmak sanıldığı kadar kolay değildir. Çocukla yaşadığımız bütün çatışmaların temelinde onu yeterince tanımamak yatar. Vaktiyle çocuk psikolojisine ait okuduğum İngilizce bir kitapta yazar konuya İncil´den aldığı bir cümleyle başlıyordu. Hatırladığım kadarıyla cümle şöyleydi: "Eğer çocuğunuzla konuşurken ona benzemezseniz; gökler âlemi size kapanır." Peygamberimiz bunu daha sâde bir dille anlatır ve der ki: "Çocuğu olan onunla çocuklaşsın."

Burada çocuklaşmaktan kastedilen şey, çocuk gibi davranmak değildir. Çocuklaşmak demek, onun zihin ve ruh yapısını bilmek ve buna göre davranmak demektir. Çocuğu eğitirken onunla yaşadığımız bütün çatışmaların ve problemlerin altında bu bilgisizlik yatar.

Evlenme çağına gelen çoğu gençlerimiz çocuk psikolojisine ve eğitimine dair hiçbir bilgiye sahip olmadan, bu konuda bir tek kitap okumadan evliliğe adım atıyorlar. Çocuk sahibi oldukları zaman da anadan babadan gördükleri gibi, geleneklere göre, onu eğitmeye çalışıyorlar.

Gelenekler çocuk eğitiminde karşılaştığımız bütün problemleri çözmeye yetmediği gibi; her geleneğin çocuk gelişimine uygun olduğu da söylenemez. Mesela, bazı ailelerde çocuğu sevmenin onu şımartacağı görüşü hâkimdir. Yine bazı ailelerde, ayıp sayıldığı için, anne babalar büyüklerin yanında çocuklarını sevemezler. Bilhassa doğu bölgelerimizde çocuk adam yerine konmaz. Aile meclisinde çocuğa söz hakkı verilmez. Çocuğun söze karışması ayıp sayılır. Baba çocukla konuşurken veya ona nasihat ederken çocuk cevap veremez, itiraz edemez ve kendini savunamaz. Bunu yaptığı takdirde, "Bak, utanmadan bir de cevap veriyor!" azarıyla karşılaşır.

Bunlar güzel geleneklerimize aykırı, çocuğun duygusal geleşimini engelleyen ve davranış bozukluklarına yol açan yanlış uygulamalardır.


Konular