Aşırı hoşgörülü babalar

Hoşgörü çok önemli bir kişilik özelliği. Her insanda olması gereken ve insanlar arası iletişimi sağlıklı kılan hoşgörü, aşırı olduğu zaman ilişkilerdeki dengeleri bozabiliyor.

Aşırı hoşgörülü anneler kadar, aşırı hoşgörülü babalar da çocuğun kişilik gelişimini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Her şeye evet diyen, çocuğunun her istediğini yerine getiren, çocuğuna sınırlar koyamayan, hatta çocuğa sınırlar koyduğu için eşine kızan babalar çocuklarına iyilik yaptıklarını sanıyorlar ama inanın, durum hiç de çocuğun olumlu gelişimi yönünde ilerlemiyor.

Aşırı hoşgörülü babaların çocukları şımarık, kural tanımayan, disiplinsiz, annelerinin sözlerini dinlemeyen, anneleriyle sürekli çatışma halinde olan, annelerini babalarına şikâyet etme cesaretini gösteren, akıllarına eseni yapan, kendilerini dünyanın merkezi zanneden ama büyüdükçe böyle olmadığını anlayıp hayal kırıklıklarıyla tanışan gençler oluyorlar.

Aşırı hoşgörülü babalar çocuklarına sonsuz özgürlük tanırlar. Çocuk yemek yemeğe direniyorsa, yemese de olur, bırak, çocuk yemek istemiyor" diye eşlerine kızarlar. Çocukları ders çalışmadığında uyarmazlar, başarısız notlarla dolu karneler getirdiklerinde büyük bir hoşgörü gösterirler ve çocuğu çalışması için motive etmezler, çocukları hata yaptığında tepki vermezler, kısacası çocuklarının duygusal ve kişilik gelişimini olumsuz yönde etkilerler.

Aşırı hoşgörülü babaların çocukluk yıllarına baktığımızda, anne ya da babadan birinin kaybını ya da uzakta olduğunu görüyoruz. Bu kişilerde sevdiklerini kaybetme korkusu yoğun bir biçimde etkin oluyor. Çocuğunun sevgisini kaybetmemek için, çocuğunun onu daima sevmesi için, mutlu bir çocukluk geçirmesi için, sorunlarla boğuşmaması için böyle bir özellik geliştiren bu babalar çocuklarının mutluluğu adına hatalı davranışlarda bulunurlar.

Özellikle ergenlik dönemini yaşayan genç için, aşırı hoşgörülü baba modeli risk faktörü oluşturur. Özgür olma duygusunun en yoğun yaşandığı ergenlik döneminde, her yaptığının ve yapacağının babası tarafından hoşgörüyle karşılanacağından emin olan genci pek çok tehlike bekler. Gece geç saatlere kadar eve gelmemek, uygun olmayan arkadaşlıklar kurmak, okula gitmemek (okulu asmak), sigara, alkol kullanmak vb. davranışlar aşırı hoşgörülü babaların çocuklarında sık rastlanan davranışlar arasında yer alır.

Baba aşırı hoşgörülü olduğunda anne aşırı otoriter rolünü oynamak zorunda kalır ama ne yazık ki, bu dengesizlik çocuğun da dengelerini alt üst eder.

Çocukların sevgiye, ilgiye, şefkate, hoşgörüye olduğu kadar, kurallara ve disipline de ihtiyaçları vardır. Çocuklar kendilerini tam olarak kontrol edemezler. Onların, anne-babalarının yönlendirmesine ve kurallarına gereksinmeleri kaçınılmazdır. Çocuğu ne çok fazla baskılamak, kurallarla boğmak, ne de çok fazla hoşgörülü olup onu çok erken özgürlüklerle tanıştırmak doğrudur. Çocuğa dengeli yaklaşmak her zaman en iyi formüldür,Kuşkusuz, dengelerin bozulduğu zamanlar olur, olacaktır da, ancak yeni dengeler en kısa zamanda kurulmalıdır.

Cezalar çocuğun kişilik gelişimini nasıl olumsuz etkilerse, sınırsızlık da çocuğun kişilik gelişimini olumsuz etkiler. Çocuğunuzun gelişiminin sağlıklı ve dengeli olmasını istiyorsanız annesine ve size karşı saygılı olmasını istiyorsanız, tehlikelere karşı korunaklı olmasını istiyorsanız, aşırı hoşgörülü tutumunuzu terk etmeniz gerekiyor. Hiç kolay olmayacağından eminim. Bu değişimi gerçekleştirmeye çalışırken çok fazla zorlanacaksınız. Nasıl ki,aşırı otoriter kişilik yapısına sahip biri kolay kolay hoşgörülü olamazsa ve hoşgörülü olmakta zorlanırsa, sizin de değişim aşamasında sinirleriniz gerilecek. Ancak bunu çocuğunuzun iyiliği için yaptığınızı düşündükçe inanın her şey daha kolay olacak ve bu süreci daha az zorlanarak geçireceksiniz. İşe önce kendinize kurallar koymakla başlayın ve çocuğum beni sevmezse duygunuzdan biran önce kurtulmaya bakın.


Konular