Bebek Gelişimi

Sorunlu hamilelik bebeğin kalbine zararlı

Hamilelikteki sorunlar bebeğin kalp gelişimini olumsuz etkileyebiliyor. Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Pediatrik Kardiyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Ertuğ, hamilelikteki sorunların bebeğin kalp gelişimini olumsuz etkileyebildiğini bildirdi.

Hamilelikteki sorunlar bebeğin kalp gelişimini olumsuz etkileyebiliyor.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Pediatrik Kardiyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Ertuğ, hamilelikteki sorunların bebeğin kalp gelişimini olumsuz etkileyebildiğini bildirdi.Prof. Dr. Ertuğ, doğuştan kalp hastalıklarının sadece yüzde 5′lik kısmının nedeninin bilindiğini, hastalığın, çok faktörlü hastalıklar grubuna girdiğini ifade etti.

Doğuştan kalp rahatsızlıklarında annenin hamilelik döneminde karşılaştığı sorunların da etkili olduğunu vurgulayan Ertuğ, gereksiz ilaç kullanımının anne karnındaki bebeğin kalp gelişimi üzerinde olumsuz etkileri bulunduğuna dikkati çekti. Bu etkilerin oluşmasında epilepsi ilaçlarının başta geldiğini belirten Halil Ertuğ, ayrıca gebelik kusmaları için kullanılan bazı ilaçların da doğuştan kalp hastalıklarının oluşmasında etkisinin olduğunun ortaya çıktığını söyledi.

Bebeğinizle oyunlar oynayın

Çocuk Akıl Sağlığı ve Rehberliği Derneği Genel Sekreteri, Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Uzmanı Osman Abalı, konuşma ve dil gelişiminin, iletişim ile sosyal hayatın en önemli öğesi olduğunu belirterek, "Kişi, iletişim araçlarıyla kendini ifade eder ve hayatını devam ettirir. Konuşma ve iletişimin eksik kaldığı bir hayatta birçok sıkıntının gelişmesi açısından zemin hazırlanmış olur" dedi.

Evliliğiniz ve babalığınız

Erkekler baba olmaya can atarlar. Baba olmak onlar için erkekliğin bir kanıtı ve aynı zamanda soyun devamı anlamına gelir. Her ne kadar 2000´li yılları yaşıyor olsak da ve her ne kadar cinsiyet ayırımı yapmıyoruz desek de, halen pek çok babanın gönlünde erkek çocuk yatar. Çünkü soyu erkek çocuğu devam ettirir düşüncesi beyinlerine yerleşmiştir.

Bu yıl (2003) bebeğinin cinsiyetini öğrendiğinde hayal kırılığına uğrayan bir baba tanıyorum. Kendisi en iyi okullarda okumuş, yurtdışında görev yapmış, konuşmaları ve düşünceleri oldukça çağdaş bir genç erkek olmasına karşın, çocuğunun kız Bacağını öğrendiğinde, "Neden erkek değil ki? Keşke erkek ol-Saydı" demesi beni çok şaşırtmıştı. Çağdaşlaşıyoruz diyoruz ama zihinlerin içi medeniyete ulaşmadıkça, çağdaşlık sadece görüntüde kalıyor. Ne yazık!

Annelik rolünde zorlanmak

Evlilik kadına ve erkeğe çeşitli sorumluluklar yüklerken evlilikteki rolünü benimsemeye çalışırken, günün birinde yaşamına yeni bir sorumluluk daha eklenir: Anne olmak.

Her kadın günün birinde anne olmak ister. Kadında içgüdü sel olan annelik sanıldığı kadar kolay bir sorumluluk değildir Bebeği sadece karnında taşımak,onu dünyaya getirmek, altını değiştirmek yetmez. Bebeğe zaman ayırmak gerekir, bu da annenin kendi zamanının büyük bir kısmını bebeğe adaması anlamına gelir. Evliliğin başında iki kişilik olan haya artık üç kişiyle paylaşılacak, üç kişiye göre yaşanacaktır. Bu ı yeni bir uyum süreci anlamına gelir.

Çocuğunuz büyüyor...

İşten eve her dönüşünüzde minik bebeğiniz biraz daha farklı. O artık gözle görülür bir biçimde günden güne büyüyor. Bunu hissedebiliyor musunuz? Bebeğiniz sizi her geçen an daha farklı algılıyor ve size ihtiyacı daha da artıyor. Bunu görebiliyor musunuz? Eşiniz size onunla biraz ilgilenmenizi söylediğinde, eşinizin bu isteğini mantıklı mı buluyorsunuz, yoksa küçücük bir çocuğun size ne gibi bir ihtiyacı olabileceğini mi düşünüyorsunuz? Çocuğunuzla oynuyor ve onunla güzel zamanlar paylaşıyor musunuz; yoksa o annesinin eteğinin dibinde mutfakta dolaşırken, siz de ayaklarınızı uzatmış televizyonda akşam haberlerini mi izliyorsunuz?

Bebeğiniz yeni doğdu...

Kendinizi bambaşka hissediyorsunuz. Artık evde iki kişi değilsiniz. İşten eve dönerken sizi bir değil iki kişi bekliyor. Hem çok mutlusunuz hem de kafanız karmakarışık. Ev kalabalık; Kayınvalide, kayınpeder, durmadan eve gelip giden misafirler... Masraflar da çoğalıyor üstelik hiç kimse sizinle ilgilenmiyor. Herkes eşinizle ve bebekle ilgileniyor ve eşiniz de doğal olarak sizinle eskisi gibi ilgilenmiyor. Belki de en büyük boşluğu bu noktada hissediyorsunuz. Artık işten eve geldiğinizde sizi güler yüzle bekleyen karınızın yerini bebeğini emziren, yorgun, uykusuz, sinirli ve gergin bir kadın almış. Hiç kimse size "Nasılsın?" demiyor. Siz bebeğin ve evin ihtiyaçlarını karşılayan bir robot gibisiniz. Eşinizle baş başa kalmak için fırsat kolluyorsunuz ama boşuna. Eşinizin bebekle ilgilenmekten size ne zamanı, ne de enerjisi kalıyor.

Çocuğunuzun Dil Gelişimini Biliyor musunuz?

İnsanı diğer canlılardan ayıran tek bir gelişim süreci var, o da dil gelişimi. Hayvanlarda motor ve duyusal gelişim sürecinin olduğunu biliyoruz. Oysa dil gelişimi sadece insanda var. Hepimiz sosyal varlıklarız ve birbirimizle iletişim kurmaya ihtiyacımız var. Birbirimizle iletişim kurmanın tek yolu; karşı tarafa duygu, düşünce ve isteklerimizi net ve açık bir şekilde ifade etmek.

Konuşmak kendimizi açıkça ifade etmenin zorunlu şartı. Konuşmadan ne yetişkinler ne de çocuklar iletişime geçebilir.! Konuşmazsak çocuğumuz bizi anlamayacağı gibi, çocuğumuz, konuşmazsa biz de onu anlamayız. Ancak bazen beklentiler o j kadar yoğundur ki, önyargılar o kadar çoktur ki, anne-baba kendi doğrularına o kadar tutunmuştur ki, çocuk konuşsa bile anlaşılmaz ya da yanlış anlaşılır.

Bebeğinizin 0-1 Yaş Arası Gelişimi Hakkında Bilmeniz Gerekenler Nelerdir?

01) BİR AYLIKKEN: Bu ayda bebeğinizin çoğu hareketleri reflekslere dayalıdır. Kollarını ve bacaklarını dışarı doğru ittirir. Yumruklarını ağzına götürür ve emer. Ancak başını hâlâ tutamamaktadır.

02) İKİ AYLIKKEN: Devamlı kıvrık duran bacaklarını ve ellerini açmaya ve hareket ettirmeye başlar. Bir nesneyi birkaç saniye için tutabilir.

03) ÜÇ AYLIKKEN: Kollarını kullanmaya başlar. Karın üstü yatarken kafasını ve göğsünü kaldırabilir. Tekmeler. Gülümsemeye ve sesler çıkartmaya başlar.

04) DÖRT AYLIKKEN: Vücudun üst kısmı ve kollar güçlenmiştir. Başını rahatlıkla dik tutabilir, istediği yöne çevirebilir. Destekle oturabilir. Nesneleri tutabilir ve seslere tepki verir.

05) BEŞ AYLIKKEN: Sırt üsütü yatarken ayaklarını ağzına götürebilir. Yuvarlanır. Etrafında olup bitenleri gözleriyle izler ve eşyaları kendiliğinden alabilir.

06) ALTI AYLIKKEN: Yerde rahatlıkla yuvarlanabilir. Kişileri ayırtetmeye başlar. Yavaş yavaş emekleyebilir. Diş çıkartmaya başlar.

Bebeklere Bakmanın ve Sağlıklarını Korumanın Püf Noktaları Nelerdir?

01- Bebekler yetişkinlerin ilgisine muhtaçtır, bu doğru. Ancak en yakınlarını bile sürekli başında istemez, dinlenip uyuma ihtiyacı vardır.

02- Ağlayan bir bebek cevap ister. Üstelik ne kadar küçükse cevap verme süreniz o kadar kısa olmalıdır. İlginiz onu şımartmaz, bebeğe onu sevdiğinizi ve anladığınızı gösterir.

03- Bebek gaz sancısıyla ağlıyorsa, bacaklarını bedenine doğru çekmeniz iyi sonuç verir. Her bacağı dönüşümlü olarak bükerek gövdesine hafifce bastırmanız fazla gazın dışarı çıkmasını sağlar.

04- Bebeği uyumadan beşiğine yatırırsanız, uykuya daima ve derin uyuma konusunda problemlerin çıkmasını önlemiş olursunuz.

05- Geceleri mamasını loş ışıkta yedirirseniz gece ile gündüz arasındaki farkı öğrenir.

06- Geceleri zorunlu olmadıkça altını açmayın. Çünkü bez değiştiriken bebeğin uykusu dağılır ve bu her gece tekrarlanırsa, alışkanlık haline gelir ve her gece aynı saatte bebek uyanır.

Bebeklerin Beslenmesinde Nelere Dikkat Etmeli

- Bebeğinizin midesi ancak kendi yumruğu kadardır. O halde onu sık sık doyurmayı unutmayın.

- Zamanla bebeğinizin acıkmalarının arası uzar. Halbuki ana rahminde iken bebeğinizin beslenmesi hiç kesintisiz devam ediyordu.

- Bebeği "yalancı meme" ve ona benzer şeylerle aldatmayın.

- Bebeğinizi sütünüz ya da sütünüz yetmiyorsa onun yerine tutabilecek bir besin maddesiyle beslemeyi ihmal etmeyin.

- Bebeğinizin her ağlaması açlığından değildir. Gerçek sebebini araştırın.

- Beslenmesi için bebeğin sakinleşmesini temin edin.

- Bebeğinizin beslenmesinde "biberon" gibi araçlar da kullanablirsiniz. Biberonu yatık vaziyetteki bebeğinize verin, tutturun ve düşürmemesine yardımcı olun.

- Bebeğinizi boğacak gibi tutmayın. Rahat ve kendi tercihini dikkate alarak besleyin. Daha başka değişik şekillerde de beslenebilmesi için yollar deneyin. Esnekliği elden bırakmayın.

- Bebeğinizle evinizin değişik yerlerinde uzanın, yatın.

- Bebeğinizle konuşma denemeleri yapın, ona sokulmayı ihmal etmeyin.

- Bebeğinizle her fırsatta sıcak ve yakın ilişki halinde olun.

Bebek Anne Rahminde Nasıl Teşekkül Eder?

İlk 8 haftada bebeğin bütün temel organları tamamlanır. 8 haftadan sonra temel organların ve tüm vücudun gelişmesi devam eder.

1. HAFTA: Döllenmeyi takip eden 30 saat sonra hücre bölünerek çoğalmaya başlar. Yavaş yavaş rahime doğru inerek rahim duvarına yerleşir.

2. HAFTA: Bölünüp çoğalan hücrelerden bir kısmı plasentayı ve ona bağlı göbek kordonunu meydana getirirler. Bir başka hücre grubu, koruyucu keseyi oluşturmak üzere faaliyete geçer.

3. HAFTA: İki bölme halinde kalp, göz ve kulak taslakları ortaya çıkar. Boyu ancak 3 mm kadardır. "Aşerme" dedikleri bulantı ve kusma bu devrede ortaya çıkar.

4. HAFTA: Ağırlığı 0.4 grama boyu da 4mm'ye ulaşmıştır. Başı gövdeden seçilmeye başlar. Kol ve bacaklar tomurcuklanır. Dil gelişmesi bu dönemde başlar. Kalp tam şeklini almamış olmakla beraber atışları başlamıştır. Başı, gövdesi ile 90'lik (derece) bir açı yapacak pozisyonda durur.

5. HAFTA: Kol bacaklar şekillenmeye kalp atışları hızlanmaya başlar. Omuzları ortaya çıkar. Kulak kepçeleri, parmaklar tomurcuklanır. Burun, üst çene ve mide taslakları oluşmaya başlar.